Ölmüş bir aşkın iskeletiyim ben
yollar hiç uzak yanmasın
mor gözlerinde uçmasın kabirler
gidiyor musun kalıyor musun
okuyamadım yüzünden
yazamadım yazamadım tek bir alın yazısı
neden yaşadım ki
seni okumaz yazmaz sevdiysem.
Elleriniz radyonun kulağında
bir Ermeni şarkısıyım
ışıklar sönmüştür, rüzgar erişmez
öyle bilenmiş ki hançer
uyku zamandan derin
öyle bir başına duruyor ki ahker
su ve buz
aşk ve kül
çocuk ve ölüm en kuyusunda.
Cevizin içinde bir isketeyim
güneşe suskun
aşkın kabul görmüş
en cesur yarasında ki yalnızlık
ömrüm benim
dağ eteklerine saklanmış bir kadın
aynı dönmeyen tekerlek dünya ağrısında
tutuşan tufan, duman geceler
gündüz solumun yıldızları
göğün damarlarından sızan kan
ömrüm benim
mutluluk kötü bir oyun yalnızca.
Evde tel tel dökülen yabancı bir duvarım
düşman aralayan bir mengene
suyun demire
demirin suya dokunduğu
günaha karışmayan
günaha karışmayan
dibinde ölüler tutmuş bir hayat;
nasıl olsa çocuklar ölmemiş
nasıl olsa içimin aynasından gören yok
anlayan var mı yaşamadığımı yoksa?
Bir damla yağmur taşıyan kanatlarında
yorgun gece kelebeğiyim
bakışımızdan taşıyor
ağlamalar durgun bir dere
oysa bütün aşklar isimdir
kar uykusunda kalmış hasta rüya
yüzüyor gibi saçlarına takılmış
zehir zemberek bir kayık;
kaburgama çarptın
dümdüz ettin nefes soluğumu.
Cevizin içinde bir isketeyim
yağmura son dua
günaha karışmayan mezarlarda ağlıyorum
yaşamak ne çok doğru ne çok yanlış
sen güçlüsün ben şair
sen oldun ben olamadım.
Bir cevap yazın