“ – Bir gül ! ” Dedi. Bülbül güle. Gül ; gülmedi gitti,
Gül , bülbüle, bülbül , güle ; “yâr” olmadı gitti. “Demiş Divan Edebiyatı Şairi Zati. Ve daha binlerce güzel söz söylenmiş gül ile bülbül aşkına.
Doğanın en güzel çiçeklerindendir gül. Allah’ın mucizelerinden biri olduğuna inanırım hep. Renk renk, biçim biçimdir. Beyazından siyahına, sarısından turuncusuna, pembesinden kırmızısına, yalın katından katmerlisine, saksı gülünden çardak gülüne…Hepsi ayrı hoş, hepsi ayrı güzeldir.
Her rengine bir anlam yüklediğiniz güller.. Duygusal dünyamızın olmazsa olmazları. Beyaz güle masumiyet derken sarı gülün ayrılık simgesi olduğunu düşünürüz. Pembe gül aldıysanız yeni tanıştığınız birinden, “gönlüm sende” diyormuş size, anlayın işte. Hele de kırmızı gül..Aşktır. Ölümüne aşkın sembolüdür kan rengi gül. “Seni seviyorum, hem de her şeyden çok” tur. Kız istemelere, nişanlara giderken kırkbir tane kırmızı gonca gül götürülmez mi nazar değmesin diye?
Bahçeli bir ev düşünüldüğünde ilk akla gelen, bahçeye renk renk güller dikmektir.
Her meyveden, sebzeden reçel yapan anneler, gülün yapraklarından yapmaz mı hiç. Mis kokulu gül reçelleri kahvaltılarımızın vazgeçilmez çeşnilerindendir.
Bizim oralarda özel olarak reçellik güller yetiştirilir. Yapraklarını fabrikalara satarlar.
Gül yetiştirilir de gül suyu yapılmaz mı? Mevlütlerin vazgeçilmez ikramı..
Başka yerlerde biliyorlar mı emin değilim ama benim büyüklerim bir de gül şurubu yaparlardı. Gül yaprakları yıkanıp süzülür, çam şişelere veya büyük kavanozlara basılır, üzerine su doldurulur, bir parça limon tuzu unutulmamalıdır. Sonra ağızları sıkıca kapatılıp en az bir ay güneşte bekletilmesi gerekir. Sonra şekerli su yapılır, gül şurubundan da biraz eklenir, soğutulur ve yaz sıcaklarında içilirdi. Uzun zamandır gül şurubu içmedim. Burnumda nasıl kokuyor bir bilseniz..
Ben yine köyümü özledim galiba.
Dinlediğim her türküde gül var bu aralar. “Kırmızı gül demet demet/ Sevda değil bir alâmet” derken birinde, “Kırmızı gül olsan elime almam/Yandım ataşına bir daha yanmam” diyor öbürü.
“Kırmızı gülün alı var/ Her gün ağlasam da yeri var” diye başlayınca Safiye Ayla taş plaktan, gel de Atatürk’ü düşünme. Çok severmiş bu türküyü. Zevkli adammış vesselâm.
Her geçen gün özlemimiz artıyor saygı sana Yüce Ata’m. Gül muhabbeti bile sana getirdi bizi. Işıklar içinde uyu. Ruhun şâd, mekanın cennet olur inşallah.
Bir cevap yazın