
Nerde kaldın, dağın ardı daha mı güzeldi ben bu tarafındayken. O zirveden yavaşça yükselirken çok mu havalı hissettin kendini, bendeki de laf dünya üzerinde olup da havalı olmayan var mı?
Karanlıktan evvel görmek seni çok güzel, karanlık senin belki de hiç sevmediğin varlık, bunu gecemdeki karanlığın hükmünü siliyor olmandan ve aynı zamanda seninle benim aramda duran uzun karanlık koridorunu saklamandan anladım. Saklamak var olanı yok göstermek yalancılık değil mi? Dünyanın sadece adı çıkmış, okkalı, asıl yalancı sensin belki de. O karanlığını da aydınlığını da gösteriyor açıkça, peki seninle benim aramda 384.403km uzunluğundaki karanlık mesafe… Daha vakit akşamüstü iken bakıyorum da sana öyle güzel saklamışsın ki o koridoru üstelik el âlemden aldığın ödünç ışıkla.
Biliyor musun aslında çok benziyorsun bize, hallerin var mesela senin de bazen yok olmaların sırra kadem basmaların bazen sadece senin görünmelerin var. Başka bir şey yok sadece sen. Bazen kilo alıp şişmanlayıp sonra bazen sönmelerin. Sanırım bir tek ikiyüzlü olmak kısmı ağır geldi sana. Ondan mı diğer yüzünü saklamaya çalışman.
Ben çözemedim ki seni, bir tarafta böyle bir çaban var, diğer tarafta da Dünya’nın peşine takılıyken Güneş’in etrafında dönmen. Yok, estağfurullah bu durumu fırıldaklık olarak yorumlamıyorum zaten dönüş eksenini sen mi çizdin, ya da sen mi yazdın kaderine durmadan dönmeyi. Ama diyorum işkillenerek acaba diğer yüzünde sakladığın bir şey mi var altınları koyduğun kutuyu saklarsın ama o kutu tek başına saklamaya değecek kadar değerli değildir, içindeki altındır onu o an kıymetli yapan. Ne olabilir mesela yer yer 8 km uzunluğunda ve 240 m genişliğinde dalgasız, düz bir çizgi şeklinde ilerleyen yarık. Belli ki nasibi olanlara sakladığın.
Yüzün bunca şeyi gizlemenin zorluğundan mı böyle delik deşik. Uzaktan şair ruhlulara pusulalarını şaşırtıp mehtapla yoldan çıkmalarına salık veren sen; yakından hiçte güzel değilsin aslında biz de ışık vurunca saklananlar açığa çıkar, sen de ışık vurunca gerçeklerin üstü örtülmüş bu da bir şeyleri saklamanın maharetini, hünerinin büyüklüğünü gösteriyor aslında. Kızma kırılma bana ben her türlü severim seni dünyanın ekseninin sarsılmasını engellediğin ve onu ilerleyeceği yolda sabitlediğin ya da iklim değişikliklerini engellediğin için değil ben her türlü severim seni gerçi bunlar olmadığında seni seven bir ben bulur muyum muamma, sadece sürekli bir şeyleri saklamak sana iyi gelmez onun için.
Nerden mi biliyorum, ilahi sır taşıdığım için değil herhalde…
Bir cevap yazın