Güneş doğmaya başlamıştı. Yeni güne merhaba demek için. Esen de uyanmıştı. Çünkü okul
zamanıydı. Bir öğrencinin en büyük görevi sabah kalkıp okula hazırlanmak. Herkes için zor olan
sıcak yataktan kalkma. Saati. Başladı. Yorganla vedalaşan Esen. Yüzünü yıkamış. Kahvaltı sofrasına
doğru ilerlemeye başladı. Annesi kahvaltıyı hazırlamıştı. Masada annesi babası ve kardeşi
oturuyordu. Sıcak çay demlikte. İçilmek için hazırdı. Bardaklarla buluşma vaktiydi, ama Esen in en
sevdiği yiyecek peynir yoktu.
Esen annesine neden peynir almadığını sordu.
Cevabı vermekte zorlanan annesi. Para kelimesinin zorluğunu anlatamıyordu. Çünkü Esen’in
ailesinin maddi durumu kötüydü. Babası iş bulamıyordu. Küçük bir kasabada yaşıyorlardı. Esen
doymuş okula gitmek için hazırdı. Çantasını alıp evden çıktı. Okula giderken yağmur damlaları
çiseliyordu. Esen ıslanmamak için koşmaya başlamıştı. Okula yetişmek üzereyken birden çorabının
ıslandığını hissetti. Çorabın nerden ıslandığını anlamak için. Ayakkabısına dokundu, ve ıslaklığın
nedenini anladı. Ayakkabısının tabanı çıkmıştı, çünkü eski bir ayakkabıydı. Artık çürümüştü
giyinilmeyecek bir haldeydi. Ama başka çareside yoktu. Okulun zil sesi duyuldu. Tüm öğrenciler
sınıflara girdi. Esen de sırasında arkadaşıyla birlikte oturuyordu. Öğretmen dersi başlatmıştı. İlk
ders matematikti. Öğretmen tahtada problemleri yazıyordu. Öğrenciler ve Esen de problemleri
defterde yazmaya başladı. Herkes sorusunu çözmeye başladı. Esen de matematik herkes için zor bir
dersti. Tüm öğrenciler problemlerde zorlanıyordu. Öğretmen tüm soruları tahtada çözmeye
başladı. Teneffüs zili çaldı. Ders bitmişti. Esen arkadaşıyla birlikte, kantine gitti. Arkadaşı meyve
suyu aldı. Esen harçlığı bitmişti. Kantinden bir şey alamadan sınıfa geri döndü. Ders zili çaldı.
Öğrenciler sıralarındaydı. Herkes defterlerini çantalarından çıkardı. Öğrenciler kendi aralarında
konuşuyorlardı. Sınıfta uğultu sesi vardı. Öğretmen sınıfa girdi. Herkes derse hazırdı artık.
Öğretmen tahtada sorular yazmaya devam ediyordu. Esen akşamı düşünüyordu. Çünkü evde
elektrik yoktu ev karanlıktı. Mum ışığı evi aydınlatmıyordu. Kardeşi ve kendisi ders çalışmakta
zorlanıyordu. Esen kardeşine ödevlerin de yardım ediyor. Abi kardeş ders çalışırken çok
eğleniyorlardı. Ders saati bitmişti. Artık eve gitme vaktiydi. Herkes koşarak okul bahçesine
gidiyordu. Esen, arkadaşıyla okuldan çıkmış eve doğru yürüyorlardı. Esen yarın ki sınav için
çalışmadığını söyledi. Arkadaşı neden olduğunu sordu. Esen evde elektriğin olmadığını söyledi.
Arkadaşı birlikte çalışmak için davet etti. Esen olabileceğini söyledi. Hızla eve doğru koşuyordu.
Birden karşısına hızla gelen bir araba çıktı. O anda panikleyen Esen ne yapacağını bilemedi. Ve o
korkunç olay oldu. Araba hızla ona çarpmıştı. Arkadaşı korku içinde çığlık atıyor, arabanın şoförü
korku içinde ne yapacağını bilmiyordu oradaki insanların hepsi oraya toplanmış korku içinde Esen
e bakıyor her yer kan içinde kalmıştı. Bir kişi ambulansı aradı. Ambulans hızla Esen i hastaneye aldı.
Olayı öğrenen anne babası ve kardeşi ağlayarak hastanedeydi. Herkes ne yapacağını bilmiyordu.
Çünkü Esen çok kötü bir kaza geçirmişti. Doktorlar müdahale ediyor. Ama bu zor sürecin
atlatılacağına inanmıyorlardı. Esen Yaşam kelimesinin uç noktasındaydı. Her an bitecek olan nefes,
yaşamın son sözcüğü ölüm ondaydı. Ve bitmişti. Esen in ölümü gerçekleşti.
Doktor bu zor cümleyi kurdu. Esen`in hayatını kaybettiğini söyledi. Bunu öğrenen ailesi çığlıklar
gözyaşları içinde. Ne yapacağını bilemedi. Çünkü çok zor bir durumdu. Bir can bu dünyadan yok
olmuştu.
Esen in bedeni toprak altına girecekti. Ama ruhu her zaman bu dünyadaydı. Esen birden kendini bir
beden de olduğunu hissetti. Evet bir bedendeydi artık. BENGİ ‘nin bedeni onun oldu yeniden
yaşama doğmak için.
Bengi’nin doğumu başladı. Bengi yeni bir can olarak dünyaya geldi. Ağlayan bir bebek olarak. Esen
bunu anlamıyordur. Küçücük bir bedenin içindeydi. Yeni bir insan artık dünyadaydı. Nefes
alabiliyorum. Küçük elleri ve ayakları vardı. Konuşmak istiyor ama yapmıyordu çünkü bir bebekti.
Annesi ismini Bengi verdi. Babası doğumuna gelmemişti. Çünkü bir işadamıydı. Vakti yoktu. Bengi
yi ve annesini hastaneden alan özel şoförleriydi. Onları evlerine götürdü. Evleri çok güzeldi. Bir
villa. O evde yaşayacak olanlar Bengi annesi babası ve Bengi’nin bakıcısıydı. Bengi acımıştı.
Ağlamaya başladı annesini istiyordu. Annesi Bengi yi kucağına aldı. Mamasını yediriyordu.
Bengi yemek yedi ve sustu. Annesi Bengi yi bakıcısı a verdi. Bengi yine ağlıyordu annesini istiyordu.
Bengi annesinin kucağında bahçeye çıktı. Heryer yemyeşil Di. Çok güzel bir gündü. Tüm gün
annesiyle bahçede oynuyorlardı. Ama Bengi hala Esen olduğu günleri hatırlıyordu. Şimdi bir bebek
bedeninin için de Bengi olduğunu da biliyordu.
Bengi olarak tek başınaydı. Esen in kardeşleri vardı. Hayat da. Her yerde onunla olan annesi
babasının olduğunu. Ve zaman sürekli böyleydi. Yanında tek olan kişinin bakıcısı olduğunu görüyor.
Ve zaman durmadan böyle geçiyor. Günler aylar her zaman böyle. Annesi Bengi nin yanına gelmiş
ona bir hediye almıştı. Bu hediye her bebeğin yürüme zamanı olan yürütecdi . Annesi neşe ile Bengi
yi yürütece oturttu. Ama Bengi nin ayakları hareket etmiyordu. Annesi bunu farketti. Korku ve
endişe içinde. Babasına seslendi.
Bunu öğrenen babası, Bengi yi en yakın zamanda doktora götüreceğini söyledi. Ve yemek vakti
gelmişti. Bengi nin mamasını hazırlayan bakıcı yedirmek için Bengi nin yanına geldi. Bengi nin
mamasını yediren bakıcısı Bengi yi uyuttu. Sabah olmuştu. Bengi anne ve babasıyla hastaneye gitti.
Hastanede doktor ile konuşan babası Bengi yi muayene etti. Tektikleri yapmaya başladılar. Bir kaç
gün sonra sonuçlar geldi. Ama sonuçlar olumsuzdu. Çünkü Bengi nin ayak sinirleri felç geçirmişti.
Ve bunun sonucunda yürüyemeyecek ti. Herkes bu duruma çok üzülüyordu. Bengi için zor bir hayat
başlamıştı. Hergünn aynıydı. Bengi için. Dakikalar saatler günler hep aynı. Bengi bir yaşındaydı. Ve
bugün doğum günüydü. Anne babası Bengi için büyük bir parti yapmıştı. Babası Bengi için hediye
almıştı. Bengi nin Hediyesi. Altın kaplama bir ayakkabıydı. Annesi de en güzel oyuncakları almıştı.
Parti saati başlamıştı. Annesi babası ve bakıcısı ile oluşan partisi. Her şey güzel gidiyordu. Ama
Bengi nin aklına Esen oluşu geldi. Hergünn ailesi ile oluşu. Yırtık ayakkabısı ile koşması. Ama Bengi
iken bunları yapamayacak oluşu.
Bir cevap yazın