bir yürüyen merdivende gerçekleşti olay
ben annemi özledim
sonra Ahmet Kaya filan
ölmek ne garip şeydi anne…
begonvillerle yanaklarını boyardım
bu şehre yağmurlar yağardı
ve benim hiç şemsiyem olmazdı
ama ben seni öperdim.
merdiven yürüyüp giderdi
ben dururdum
ben durulurdum
ben durdururdum
içimdeki vapurları,
buğulu camlara yazılmış
baş harflerini tedavülden kaldırır
martı seslerini sustururdum.
başımı yaslayacak bir omuzun yokluğunda
büyüdüm, büyüdüm kendimi doğurdum.
dünya dönüyordu,
merdiven almış başını gidiyordu
dudaklarım kanarken ben seni öpüyordum
bu kimsenin gücüne gitmiyordu.
kalbimin ekseni ekvatora kayıyor
kimselere çaktırmıyordum
ve inan bazı acılar beni paralel geçiyordu.
mutfaktaki reçelleri filan
hepsinden bahsetmek isterdim şimdi
lakin merdiven yürüyordu diyorum size
biz el ele bile tutuşmamışken
dünya bizi müsait bi yerinde indiyordu.
aralıktan bakıyorum şimdilerde
demir kapılarımı açıyor
ve sadece çocuklar oynasın diye
gözlerinin içine bakıyorum.
kaldırımlarda yalnız bırakılmışlığımı anımsıyorum ve kabaran bakkal defterine
şiirler yazmak istiyorum.
hayat garip diyor şair
hani kuşlar filan…
Turgay Can
Bir cevap yazın