Hayat, hüzzam makamı olan notalardan, bir nihavent şarkı söylemeye çabalamak mı acaba?
Mavi günleri, güzellikleri ve ayaklarımızı yerden kesen tutkulu aşkları beklemek mi hayatın amacı?
Doğduğumuz andan itibaren etrafımızdaki insanlar da bizden bir şeyler beklemezler mi?
İlerleyen zamanlarda çocukluk evresinde yaramaz olmamamızı, onların sözünü dinlememizi, akıllı olmamızı, her şeyi ayarında tutmamızı, onları yormamamızı, okuma yazma öğrenmemizi isterler.
Biraz daha ilerleyen zamanlarda, okul çağlarında derslerimizin iyi olmasını, arkadaşlarımızla iyi geçirmemizi, saygılı, terbiyeli olmamızı isterler. Biz büyüdükçe hayatımıza daha da fazla karışmaya başlarlar. Bu insanlar yalnızca ailemiz değil, hayatımızdaki herkestir.
Erkeklerden kadın gibi olmamalarını, narin, kırılgan olmamalarını, hislerini belli etmemelerini isterler. Onların da bir insan olduğunu unutarak.
Çalışmayan kadına koca parası yiyor derler. Okuyan kadına çok bilmiş okumayanaysa cahil derler. Ve dediğimiz gibi bunu söyleyen insanlar yalnızca hayatımızdaki insanlar değil dışarıdaki insanlardır.
Hani biz aslında kendimizin katiliyiz . Evet biz kendimizin katiliyiz. Çünkü yaşamımız boyunca insanların beklentilerine göre yaşadık. Bazen insanların bizden beklediklerini kendi hayallerimizin, isteklerimizin önüne koyduk. Sırf daha fazla sevilmek, dışlanmamak, önemsenmek, takdir almak için.
Kendi değerlerimizi, hayallerimizi, isteklerimizi, arzularımızı hepsini ikinci plana atıyoruz bazen.
Bir hayat yaşıyoruz kimimiz uzun, kimimizse hiç beklenmedik kadar kısa.
Fikirlerimizin, isteklerimizin katili olduk. Ve geriye dönüp baktığımızda belki de kendimiz için hiçbir şey yapmadığımızı fark ettik. Ama eğer bunu fark edebildiysek geç değildir. Geçmişi değiştiremeyiz belki fakat geri kalan hayatımızı sadece ve sadece kendi isteklerimiz üzerine inşa edebiliriz. Ve eğer bunu başarabilirsek o zaman yaşamaya değer bir hayatımız olmuş demektir.
Bir cevap yazın