İmkansızlığını umursamadan
aşkı yaşayabilme umuduydu bizimkisi –belki-,
düşünmeden yarını ve hurmanın tadını
günü birlikte tüketebilmekti,
aynı havayı soluyabilmekti
bir anlık bile olsa,
bir bakıştı
aynı kaçamak anda yakalanmış,
cüce günlerin felsefi sarhoşluğunda
ruhumuzun giyinik sevişmesiydi,
bir yanlışla inatlaşmaktı bizimkisi
kanıtlanmamış doğruların huzurunda.
Oysa gerçek, hakikat ve doğru
aynı şey değildi felsefe kitaplarında.
Bizimkisi gerçekti
hakikiydi
ve masumdu.
Masum bir sevdada hükm-ü kader neydi?
-Kadri DURGUT-
Bir cevap yazın