Bir çocuğun zihnini meşgul eden düşünceler; oyun oynamak, bir pamuk şekeri, bir top ya da neşeyle uçurabileceği renkli balonlar gibi, onun kendi dünyasına ait izler taşımalıdır. Sokaklarda akşama kadar top peşinde koşturabilmeli, yorulana kadar sek sek oynamalı, bütün çocuklar bir araya toplanıp saklambaç oynayabilmelidir. Bir çocuğun en büyük derdi; hasta olmasın diye annesi yemesine izin vermediği için dondurma alamamak, geç saatlere kadar televizyon seyredememek, yemekten önce çikolata yiyememek ya da en kötüsü çok sevdiği oyuncağının kırılması olmalı. Güneşi, yıldızları, ayı ve gezegenleri, bulutların üzerinde yürüyebilmeyi hayal etmeli; pencerenin kenarında ellerini yanaklarına dayayıp, gökyüzüne bakarak hayallere dalabilmelidir.
Yetişkinler için mutluluk, ulaşamayacakları kadar yüksek bir yere bir şekilde koydukları ve uzanıp tekrar geri alamadıkları bir değerken, durum çocuklar için oldukça farklı. Çocuklar için mutluluk ulaşılması zor bir yerde değil, her an ellerinin altındadır. Evde, okulda, sokakta, annesinin elinden tutmuş yürürken, otururken, yemek yerken bile neşelenmeyi, mutlu olmayı bilirler. Dünyaya geleli pek de çok olmamış bu küçük çocukların masumiyetleri kötü düşüncelerle kirlenemeyecek kadar büyüktür. Bu nedenle doyumsuzluk, açgözlülük, ihtiras gibi duyguların farkında bile olmadıkları için yetişkinler için “küçük” sanılan şeyler, çocukların dünyasında oldukça değerlidir.
Genel olarak herkes dünyanın kötü gidişatından şikâyetçidir; ama kimse sorumluluğu üzerine almaz ve unutulur hep iyiler ve kötülerin de bir zamanlar masum birer çocuk oldukları. Bir çocuk oyuncakları, yeni giysileri, kitapları çok sevse de onun ruhunu asıl doyuran yegâne duygudur sevgi. Sevgi ve ilgi gösterilmemiş çocuk mutsuz çocuktur. İyiler ve kötüler dünya döndükçe hep olacaktır. Bu nedenle her çocuk sevilmelidir. Mutlu insan olmaları, mutsuz kötüler olmamaları için mutlaka sevgi gösterilmelidir.
Sevmek ve sevgiyi göstermek çocuklara yapılacak en uzun vadeli mutluluk yatırımı olsa da, çok küçük şeylerle de mutlu edilmeli, kendilerini değerli hissetmeleri sağlanmalıdır. Mesela bir çocuğa masal kitabı hediye etmek, ona belki de dünyaları vermektir; çünkü gerçekten kendi dünyasını inşa ederken her öğrendiğini işleyecektir zihninde. Hediye vermenin, hediyeyi alanı da vereni de mutlu ettiğini, kitap okumanın önemli olduğunu ya da kitaptaki değerleri özümseyecektir. Bir çocuğu mutlu etmenin birçok kolay yolu vardır ve mutlu edilen her çocuk geleceğin en değerli parçası, insanlık değerlerinin en önemli temsilcisi olacaktır.
