Bir mum yakıyorum geceye,
Biraz umut, biraz seni fısıldasın diye.
Uzak tanımlamalar yapıyor kalbim;
Dokunuyorum gecenin nefesine,
Hıçkırıklarımın titrettiği sarı alevde,
Gerçeğin keskin yüzü seriliyor önüme.
Yan yana gelemeyen iki nesneyiz biz,
Aynı cümle içinde.
Bütün yaşlarım sana aitmiş anladım.
O kahve bakışlarındaymış masallarım,
Dolu dizgin koşan atlarım.
Güneşlerim sendeymiş,
Arkasına gizlendiği pembe bulutların.
.
Bu rüzgarı biliyorum işte,
Bana getirdiği rayihayı da.
Kuşlar geçiyor sıra sıra,
Mavi göz kapaklarımdan.
Mevsim değişiyor incecik,
Hüznü duyumsuyorum içinde.
Hiçbir zaman gelmeyeceğini bile bile,
Gözlerim ağırlıyorum sisli yollarda.
Beni tanımıyorsun bile,
Oysa bana verdiğin ilhamı taşıyorum,
Kurutulmuş beyaz bir gül gibi,
Kalbimin en gizli köşesinde, usulca.
.
Hiç kirlenmeyecek şarkılar vardır
Ve hep harcanacak gözyaşları,
Gülüşünde yeşeren sayısız bahar,
Benimse bitmeyecek nice şiirim
Vardır sana karşı.
Yazılan bu mısralar,
Yine değmeyecek gözlerine, biliyorum.
Şimdiyi büyüten durmuş zamanda,
Tek bir gerçek yaşatıyorum.
Ey dünya sahnemin en parlak yıldızı;
Anları sen emanet ettin bana,
Akıp giden hayatın karşısında.
Sana olan sessiz sevdam,
Yazabileceğim en güzel şiirdi dünyada.
Bir cevap yazın