pencerelerden uçuşan perdeleri
anımsa sevgili
seninle
hiç oturmadığımız o park
karaşısında cümle içinde bir pencere
-uçuşan bir perde pencerede-
fotoğrafı göndermiştim sana
aynı anda sevişiyorlar diye düşünüp gülüşmüştük
sarışındın
kargışlanmış
.
aynı pencerenin yarı gölgelenmiş halini göndermiştin sen de bana
birkaç dünya günü sonra
-ıhlamur kokuluydu sokaklar-
küsmüşler demiştin
hüzün her yerde demek düşmüştü
payıma.
sıkı sıkıya kapalıydı pencere ve çekiliydi perdeler
tatildeler demiştin
bense sarılıp uyuduklarını düşünmüştüm.
günseli ve cahit
gül ile serdar
yada
sen ve ben
bak burada sarılıp uyuyorlar demiştin
birkaç mevsim sonrası
kar yağmıştı
pencere kapalı perde çekilmiş
içeriden sarı bir ışık sızıyordu
yahut
pervazından pencerenin
gölgeli karabirkar
unutulmuş bir sıklamen
ne çıkar demiştim
sarılıp aşkla uyusunlar da
cahit ile günseli
serdar ile gül
ben ve sen
yeniden çiçeklendirilir nasıl olsa
saksılar.
çok susmuştuk sonra
uzun
masalsı
yalnızlıklı
vişneli
erikli
incirli
narlı
elmalı
mevsimler içinde unutulmaya
yüz tutan bir pencere perdeli
ve
aniden
sevişiyorlar sevişiyorlar
diye bağrışan
uçuşan perdeli bir fotoğraf
avuç içlerimde
.
.
.
Fotoğraf: Alper Yeşiltaş
Bir cevap yazın