Kahkaha atan kadınların vardır kalbinde bir yara.
En çok gülen dudaklardan sızar acılar, en çok kırılgan bakışlar gizler hüsranı.
Ve ben her gece seni sayıklayıp duruyorum balkonda tütünle hemhal olurken.
Ve ben en çok seni Allah’a ısmarlıyorum.
Vizon boynuzundan tespihim var adını tane tane sayıkladığım, bir dua gibi mırıldandığım.
Gel demiyorum seni beklerken, gelmeyeceksin, bile bile bekliyorum. Ama ben hiç kahkaha atmıyorum. Sadece şiir okuyorum. Bir Orhan Veli dizesine takılıyorum:
Şeytan diyor ki: “Aç pencereyi;
Bağır, bağır, bağır; sabaha kadar.”
Ama ben susuyorum yüreğim çığlık çığlık!
Sokaktan bir kedi geçiyor gecenin zifiri karanlığında sanki gölgemin peşinde. Ürperiyorum.
Bu Temmuz sıcağında üşüyorum, içimi ısıtacak gözlerinden ırakta.
Gölgemle beraber kedi de kayboluyor. Hala sabah olmuyor.
Ah işte yazgımız savurmuş bizi, dağıtmış paramparça!
Biliyorum sen şu anda inadına kahkahalar savuruyorsun…
Bir cevap yazın