İnanç
– Üzüm Ateş, Ali Yaşar, Mehmed Uzun’a
Ne zaman dinlesem aşkı eksik kalır
ah o büyük sırrı arayan
eli boş, döner bilirim
aşk artık her resimde aynıdır
hani güneş sağdan
batıyor
bir adam
ağlarını çekiyor denizden
içi boş
– benim ellerim teninde gecenin yarasıdır
bıraktığın mür acımı azaltır
söyle hangi gece o gecenin
karasıdır.
Sende ilk yanılgı ilk dokunuştan
incir sütü akşamında
terin serin terin kaynar
aramızda
su sız
maz
toprağa nasıl eğilirse başak
parmakların
derin çukurlarımda ormanın yangısı
sen öyle düşersin göğsümün ortasına
parmakların tütün saran bal tutan
dairesi havada boş sözler uçuran
parmakların
söğüt dalı başında duman
parmakların avucumda
kaybolan
– senin tenin benim aşkımın yarasıdır
gelsin istemem şafağı yaramı sarmasın
geceden başka hiçbir şeyim kalmadı
bekleyen
aşk, hayatı yeniden yazmalıdır
Yelda Karataş
* Nar Çiçekleri’ni okumuştum ilk kez…. Üzüm’e gözpınarlarımda yaş dedim ki bu nasıl adam, bu nasıl yürek. Hiç tanımadan, bu şiiri armağan ettim, Onu bana anlatan Ali Yaşar,Üzüm ve büyük yüreğine O’nun … Yıllar sonra bir dost dergahında tanıştık. Oğlu da yanındaydı. Ülkesine dönüyordu ölmeye yatmaya…. İlk ve son karşılaşmamız ve konuşmamız oldu. Kardeşçe sarılışımız….
Unutmayacağım, unutulmayacak….
Bir cevap yazın