Bir kırık ayna elimde, yarım kalmış masalların ağırlığı
Ne tarafa çevirsen de bir türlü örtüşmeyen donuk suratlar
İfadesi yarım, eksik, kusurlu cümleler
Tanıdık bir ses geliyor epeyce uzaklardan ancak pek yakın
Dün gibi hatırda saklı duruyor notalarının tınısı
.
Çiçek desenli mor bir perde asılı, kokusu mis gibi reyhan
Çekiliyor yollardan geçemeyen mazinin tam orta yerine
İpince, rüzgâr alan, cereyan yaptıran
Yollar da geliyor büsbütün ardında ayak sesleriyle
Takip ediyor anın içindeki anlarımı, tüm ince çizgileriyle
.
Seyahat defterim dolup taşıyor, kucak açan şehirlerle caddeleriyle
Zaman makinesi yollar, sesleri birbirine karışıp düğüm olan insanlarla
Hiç tanımadığım, belki göremeyeceğim bir daha
Uzayıp kısalıyor şeritler, gittikçe değişip dönüşüyor
Duygularım da yollara uyup hız alıyor, zamanın keskin pençesinde
.
Terazilerin dengeleri bozuluyor konuşan harflerin harpleriyle
Ne yana gideceğini şaşıran bir yığın his, kırık bir kanepede
Koşmaktan soluksuz kalan zaman, sessiz mevsimlerle birlikte
Sabah, nöbetini geceye devrederken ansızın kış nöbette
Pamuktan bir düş umudu yağıyor sevdalar ülkesinden yorgun benizlere.
Bir cevap yazın