Çulsuz yalnız,
Hangi çağdan gelirdi
Kulağımdaki telle kalbimi delen bu ses?
Yeşilken bir renk bir zaman
Ben herkesin çarmıhıydım.
Azdım.
Azadında ölümün kana susayana;
Şüphesinde ejderha
Cenginde kavi
Yalanında usturup
Taşında şeytan
Ona çok
Kendine az olan…
Yeşilken bir vakit bir yunus
Fısıldadı kayaya;
Kalbine alamadığını hayatına almayacak kadar dürüst olmalıydı insan…
Çulsuz kaya!
Ben herkesin çarmıhıydım.
Azdım, ateşinde şehvetin.
Tene batan oburluğuyla “insan” deniyordu çift yüze,
Derisi yüzülürken döle duran.
Yasak terleyişlerinde yine de severdi herkes Leyla’yı!
Leyla’yı kim sevmez?
Hem kirazlı donu var.
Yiyeni de yemeyeni de bin pişman olan…
Çulsuz ses,
Kulakta tel, ha bire oyan…
Yeşil bekleyişinde bir yunus
Kendini kovulduğu kıyıya vuran…
Kirpiklere asılı kalmaz
Ha geldi ha gelecek su!
Ben herkesin çarmıhıydım.
Çulsuz mor,
Nasıl bu kadar azken azdım?
Oyunu bozdum.
Günahı alırken koynuma
Ağlayarak sevişen bir sus’tum.
Bir cevap yazın