İnsanlığın unutulduğu yüreklere
Mahalle bakkalının on kuruşa dondurma sattığı
Koşarak gidip adımlayarak döndüğümüz yaz sıcaklığını hatırlatıyor,
Geçmişe gebe kalmış ihtiyar nefesler
Kaç hayalim vardı kim bilir
Kaç sevdiğim ayrıldı birer birer
Hiç saymadım
Sokağın kilidini açtığımız günler vardı
Siftahını leblebi tozlarıyla yaptığımız ağustos günleri bir de
Bir de ayak izleri,
Yaz yağmurunun ara ara kuruttuğu
Asfalt yamalı tozlu sokak aralarında
Hiç unutmadım
Gençliğimin yitik komşuları hafızamda
Ebeliğe bulaşmış saklambaç çocukları
Bir de iftar öncesi sokak boşluğu
Işıklı ayakkabısıyla sokaktan geçen zengin çocuklarının salınışı bir de
Özenip dalan yetim yavrulara
Muştulayıp da geleceğin umudunu
Hiç anlatmadım
Gece indiğinde başıbozuk gecekondu mahallelerine
Evlerde bir iki mum ışığı anca
Ya yanar israfa sığınmadan
Ya da sokak lambaları aydınlatırsa
İşte o kadar…
İşte o kadar bu mahallelerin içinde
Bir hayalle yaşamak
İşte o kadar güç
Mevsimlerin yaza dönmesi
Bir yanda yaşarken bir tas ile çocuklar
Bir yanda ölümün son nefesi
Oturup ağlarken anneler, babalar
İşte ben bunları
Hiç görmedim…
Hiç duymadım…
Hiç bilmedim…
Bir cevap yazın