Değerli arkadaşlarımı, canlarımı, sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Dostlar, herkes iyi biliyor ki koruyucularımızın şemsiyesi altında hepimiz kendi yüreğimizdeki kelamı koruyabiliyoruz. Ağır yükü hafifletip yüce cem kelamlarında cevher olarak kontrol etkinliğini kodlayabiliyoruz. Çok şükür.
Bizim için “ölü” derler, ölüyüz. Bizim için “Kuran” derler. Kuranız. Bizim için “yaşam” derler. Yaşamız. Bizim için kim ne derse onu yaşarız. Bunun içindir ki herkesle kendi yüreğinden sesleşiriz. Ve deriz ki “Allah’ın tinsel kelamında hakiki nefes olun.” “Yolu kök geçişlerle bulun ve mutlak olun.” Çok açık ve net bir bilgiyle deriz ki Allah’ın levhi ilmi Biliştir. Nur olan bizleriz. Bizler Allah’ın düzeninde, Allah’ın nurlarıyız. Nur kullarındanız. Çok şükür. İşte bu. Amin.
Söz edilecekse eğer insandan değil İnsanlıktan söz edilmelidir her daim. Ama iyi anlaşılsın ki din ledün dilinde O tektir, Allah’tır. O Allah’ın kelamıdır O. Hakk’ın kalemidir O. O’nun üstünde hiçbir diri dil yoktur. İşte o hakka, hakiki ilme, hak olan diri insandır. Diri insandır. İnsan olan insan. İnsan olan insan. Her insan kardeşini bilmelidir. Her insan kendinde ve yüreğindekini dillerken kendi yolundakileri ve yoğunluğundakileri kodlayarak muktedir olduğunu bilmelidir.
Derler ki “dünya yoldur.” Dünya yoldur ama bu yolun ötesi bir yol yoktur. Bunu iyi anlıyoruz. Dünya yolu hakiki yoldur. Ve hakk’ın kalemi burada bütünün kültü olur. Biz bu hankahta buluştuk. Hakk’ın kapısını açtık. Yarında murat olduk. Her dünyanın gücüyle birleştik. Hepimiz hepimize görevli seçildik.
Önce insan, sonra her diri olan yarınlar ve yine yarınlar. “Ben sevenler silsilesinin bir halkasıyım” demeliyiz. Mürşid müridi sever ve ona sevdirir. Niyetini amel gibi gösterir ona. Herkese yeter. Hepsini tek kişilik ayna olur. Kendini güzel gösteren aynadır baktığın. Huzmeler düşmeye devam eder. Nurlaşır. Levhilikler boyunca kat be kat arşı alada yankılanır.
Kendini bilmek gerekse kendinde bildiğin her şeyi silip atabilmekse neyi bileceksin kendinden başka? Gayrı mı var? Bir varsın, bir yoksun. Erenler ermekte oldukları yüreklerde bütünün gücü olurlar. Fakat ermeyenler kalem olup yazarlar. Kontrol dışı bilgilerini kodlarlar sadece. Dünya ve var olan düzen bir sırdır. Herkes bu sırrı idrak edebilir. Her şey ama her şey ilimdir. Yeryüzündeki her şey Allah’ın İlmidir. Her yerde kelam var, levhi kelam, hakiki hak olanın ilm-i kelamı. Kainattaki bütün varlıklar mutlak varlığın tecellisidir. O hiçbir sıfatla sıfatlandırılamaz olandır.
Vahdet-i Vücut; yani varlığın birliği tanımına göre bildiğimiz gibi Allah mutlak varlıktır. Kainattaki bütün varlıklar mutlak varlığın tecellisidir. O, hiçbir sıfatla sıfatlandırılamaz. Hiçbir adla adlandırılamaz. Ona mutlak bile denemez. Çünkü mutlak oluşta bir kayıttır. O her çeşit kayıttan münezzehtir, dostlar. Allah bilgisinde belirgin bilgi suretlerinin zuhuru olduğunu gerçek bakımdan yokluklardan ibaret olup mutlak varlığın ilmindeki ilim suretlerinin var oluşu bir yana dalgalar, katreler, köpüklere benzer dostlar. Mutlak varlıksa denizler, ummanlardır. Amma dalgalar, katreler, köpükler denizden, ummandan ayrı değil ki.
Bu sonsuz tecellinin hak olduğunu haktan başka bir nesnenin olmadığını idrak ederek ikilik medcezirinden kurtulduk. Yaradanı orada, burada değil içimizde aramayı öğrendik. Çok şükür. Nereye dönersek O’nun beşini göreceğimizi parmağımızın değdiği havanın aldığımız nefesin hulasa varlığı bir derya gibi saranın o olduğunu öğrendik, çok şükür.
Ey can, sen, ben defterini kapat. Kapat. Cenab-ı Hakk’ın İlmini Allah’ın İlmini ve Allah’ın Düzenini öğrenmişlerden, Kamillerden ol. Kamillerin gönlünde tecelli ettiğini bilenlerden ol. Zira bil ki Hakk’tan ayrı ne var ki? Cümlemizin erkanı bir, yolu bir. Mevlam nurdan yaratmış onları çünkü.
Allah sizinle olsun. Huu.
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ
Bir cevap yazın