sorguladığım günlerin gölgesinde
oyalanıyorum
güneşten kuruttuğum kırgınlıkları katlamakla
meşgulüm
tozlanmış hataların suyunu sıkıp içtiğime
bakmayın
o tadı sevdim sanmayın
pazardan aldığım taze maydanozun
zindeliğindeyim
salata günlerimi anlatmayayım
içine düşen sıkıntı dişlerimi kırdı, kalbime
öykünürcesine
fırında emek almışım meğer
ellerimin sıcağında pişen sezişlere
kandım
kalabalığa düşen ay ablak yüzüyle patladı
unutulan gülümsemeyi dudak hatırlamadı bile
çevirdim başımı göğe, kuşların güldüğü gündü
nedensiz uçup gittiler, geri dönmemecesine
belli ki hesap sormanın intikamıydı
bilmesem de
oysa suçsuzluğumu yazmıştım mektupta
kimi insanla irtibatım kesik su gibi
acıda yanınca dilim damağım
sağım solum söbe her oyunda
hesap ödemez umudu çalan gözler
startı kaçırdığımı geç anlamasaydım eğer
koşabilirdim ileri denen hedefe
payı kapıp paylamanın sırası mıydı ki
sonsuz yolda tekleyen bir benmişim gibi
oysa yan yana iki ocakta pişen yemeğe
lezzet katan bizdik, bilinmedi….
NİLÜFER UÇAR
20 Nisan 2020
Bir cevap yazın