soğuk bir İstanbul akşamısın
üstün başın ayrılık
ey uzun yolların vazgeçilmez yolcusu
bu ayrılık sana
nereden kaldı
gittiğin her kent
ötekine istasyon
yalnızlık kokuyorsun
zemheriyle karışık
bütün telefonlar yüzüne kapanıyor
bütün kapılar suratına
kimliğini kaybettin
o eski garlarda
birden
bir dostun geliyor aklına
o eski garlarda
içinde ılık bir İzmir akşamı
körfezde bir vapur irkiliyor
kaybolan eski yıllarda
ey uzun yolların vazgeçilmez yolcusu
derelerle aktın
yağmurlarla yağdın
rüzgarlar kuytulardan çıkarıp geldi seni
bahar geldi
sen geldin
çiçek açtı
sen geldin
seni vuracaklar çocuk
incecik gülüşünden vuracaklar
ben ondan korkuyorum
sen yüreklerin dayanılmaz sancısı
bu sevmeler sana nereden kaldı
martılarla uçtun
mahpuslarda yattın
dikenli teller
yargısız infazlar
ve bu uzun hayat…
hangi köprülerden
mayın tarlalarından
en güzel şiirimizdin
şairlerle vurdular seni
seni vuracaklar çocuk
incecik duruşundan vuracaklar
ben ondan korkuyorum
Bir cevap yazın