Dönüşüm, ünlü bir Avusturyalı yazar olan Franz Kafka’nın ilk ve en önemli yapıtlarından biri
olup, akıcı dili, fantastik kurgusu, düş ile gerçekliğin karışımı anlatımıyla hem ilgiyle okuyacağınız
ve vazgeçemeyeceğiniz; hem de başka bir dünyaya yolculuk yapıp şaşıracağınız ve yeni bir
dünyayı tanımaya başlayacağınız bir yapıttır. Bu yapıt, hikâye tadında bir roman olup, genel olarak
tanrısal anlatım biçimiyle yazılmıştır. Romanın en önemli özelliklerinden birisi de Kafka’nın diğer
eserlerinde olduğu gibi fantastik öğelerin tamamen doğal olgular gibi okuyucuya sunulmasıdır.
Eser, bir yandan fantastik ve korkunç olayları, bireyin içe dönük anlatımlarıyla ve psikolojik
tahlilleriyle Dışavurumculuk (Ekspresyonizm) Akımı’nın; diğer yandan da insanın var olmaya ve kendi
özgürlüğünü belirlemeye çalışan mücadelesiyle Varoluşçuluk (Egzistansiyalizm) Akımı’nın özelliklerini
göstermektedir. Birinci Dünya Savaşı’nın bunalımlı yıllarında ortaya çıkmış bu yapıt, insanın kendi
iradesiyle kendi yolunu çizme savaşımını ve toplumun ve toplumsal kurumların ona karşı baskılayıcı
tutumunu ve bireyin böyle bir dünyadaki yalnızlığını ve çaresizliğini ortaya koymaktadır.
Roman, küçük burjuva bir aile çevresinde yaşayan ve kumaş ticaretiyle hem kendisini, hem de
ailesini geçindiren Gregor Samsa’nın bir sabah korkunç bir düşten sonra yatağında böceğe dönüşmüş
olarak uyanmasıyla başlamaktadır. O zamana kadar ailesine hizmet ettiği için ve patronuna da para
kazandırdığı için sevilen ve değer verilen ve mevcut toplumsal düzenin bir parçası olan Gregor,
bu aşamadan sonra ailesi tarafından ve toplum tarafından önce hasta, daha sonra da yadırganan
dışlanan bir kişi olarak görülmektedir. Gregor’ un patronu, onun bir böceğe dönüştüğünü görünce,
ondan hem korkmakta; hem de artık kendisine para kazandıramayacağı için onu terk edip, işten
çıkarmaktadır. Patronun korkusunun asıl nedeni ise Gregor’ un günlük yaşamın ve iş hayatının
rutininin dışına çıkıp, kendisine dayatılan hayatı reddetmesi ve böylece patronu için değerli bir nesne
olmaktan çıkmasıdır. Gregor artık patronunun istediği gibi çalışan ve yaşayan biri olmaktan çıkmıştır
ve bu durumun yaygınlaşması, patronun patronluğunu ortadan kaldıracak bir gelişmedir; bu yüzden
de tehlikelidir; çünkü Gregor’ un patronu, çalıştırdığı insanları bir para makinesi gibi gören, onları bir
üretim nesnesi ve meta olarak kabul eden bir kişidir. Bu yönüyle kapitalist sistemin hem bir parçası;
hem de onun hâkim güçlerinden birisidir. Gregor’ un babası ise küçük burjuva ailesindeki yarı otoriter
bir kişidir. Özellikle 20. Yüzyılın başındaki Alman-Avusturya Toplumlarında görülen ve günümüzde
toplumumuzda da örnekleri olan bir kişi, bir aile reisidir. Yarı otoriter ve otorite ve güce olan ilgisiyle
devletin ve devlet anlayışının evdeki bir minyatürüdür. Anne ise baba kadar etken olmayıp, evde
babaya göre ikinci planda kalan bir kişiliktir. Gregor’ un kız kardeşi ise Gregor’ a en yakın olan ve onu
en çok anlayabilecek olan bir kişidir.
Gregor’ un böceğe dönüşmesi sonucu, başlangıçta ailesi onun tekrar eski haline dönebileceğini
düşünüp, ona bir şans tanır. Asıl amaçları ise Gregor’ un böcek haliyle temsil edilen, toplumdan
ve düzenden farklı bir yapıya sahip bir insan olmaktan çıkıp, tekrar mevcut düzenle uyumlu bir
kişiye dönüşmesi; yani sürüye geri dönüp düzene başkaldırıp isyan ederek girdiği yolu terk edip,
unutmasını sağlamaktır. Böylece düzen, eskisi gibi sürüp gidecektir. Bunun için annesi Gregor’ un
odasındaki eşyaların bile değiştirilmesine karşı çıkar. Ancak Gregor’ un değişmeyeceğinin, onun
böcek kimliğiyle edindiği farklı yaşam biçimi ve mevcut toplumsal düzenden farklı hayatının ve
alışkanlıklarının eski haline dönmeyeceğinin anlaşılmasıyla ailesi ona olan davranışlarını değiştirerek
onu yok sayıp dışlamaya, onun kendilerini terk etmesini istemeye başlarlar. Gregor’ u en çok arayıp
soran annesi onun farklılaşmış halini görünce, onu bir daha görmek istemez, babası ise onu düşman
gibi görmeye başlar ve böcekleşmiş Gregor’ u yaralamaktan kaçınmaz. Başlangıçta ona en yakın
davranan kızkardeşi ise giderek ondan uzaklaşır ve onun evi terk edip gitmesinin ve bir daha ortalıkta
görünmemesinin en iyi yol olduğunu düşünür. Bu arada aile kendi kazançlarını sürdürmeye ve
içinde bulundukları toplumsal sistemin bir parçası olmaya devam edip, Gregor’ un ortalıkta görünüp
göze batmasını ve kendi çıkarlarına zarar vermesini önlemek için onu saklamaya çalışırlar. Sonunda
böcekleşmiş Gregor yeterince beslenemediği ve vücudundaki yaralarının iltihap kapması sonucu ölür.
Onun ölümünü ilk fark eden temizlik nedeniyle odasına girip çıkan hizmetçi kadın olur ve ailenin ortak
kararıyla Gregor’ un böcek cesedi evden atılarak temizlenir. Böylece aile rahat edip eski yaşamına geri
Burada Gregor’u asıl yaralayan; onun mevcut toplumsal düzenden farklı ve ona isyan eden
biri olması nedeniyle en yakınları yani ailesi tarafından terk edilmesi, toplum ve ailesi tarafından
dışlanmasıdır. Çünkü Gregor sürüden ayrıldığı için cezalandırılmaktadır. Bu durum onun gıdasız
kalmasına, yani yaşama sevincini yitirmesine, yaşamak için bir neden bulamayıp manevi açıdan yok
olmasına neden olmaktadır. Bu da mevcut toplumsal düzende sürüden ayrılan, toplumsal düzene
başkaldıranların, toplum ve en yakınları tarafından nasıl dışlandığını ve düşman olarak görüldüğünü
ortaya koymaktadır. Çünkü düzenin değişmesinden çıkarı bozulanlarla o düzenin bir parçası olup
geleceğe dönük bir ufku olmayıp küçük çıkarlarla düzene bağlı olanlar, kendi bencilliklerinin
kısır ve köleci dünyasında yaşayanlar, düzenin değişmesinden ve özgürlüğün alabildiğine yayılıp
genişlemesinden korkmaktadırlar.
FRANZ KAFKA : DÖNÜŞÜM
Varlık Yayınları Dördüncü Basım. 2012
Serhat ÇAKIN
Bir cevap yazın