bir sıcak somun,
bir tabak zeytin,
biraz da peynir,
çayımız da buharda;
neyine yetmez ziyafet dediğin,
nedir?
kahvaltıya gelsen
kahve altı yapsak seninle
diz dize
göz göze,
muhabbette kurulu
saat mi olur ?
gözlerin iki fincan mey;
içen kendini cemal,
içmeyen kamil sanır,
sır dediğin nedir ki?
nokta da kendinde saklıdır…
içsem;
doya doya
badesinden gözlerinin,
baden
bin derdime çaredir.
çaresiz dertler de
bir başıma koyma beni,
yokluğu gözlerinin;
kuş uçmaz,
kervan geçmez
viran kentimdir…
bir yudum içir gözlerinin meyinden
ne olur…
kırk yıl değil
kırk satır
hatırın kalır bende.
doyamam seni yazmalara
bakarım fal diye
gözlerinin kahvesine,
neler okurum neler
bir de görsen gözlerini
gözlerimden…
demi tuttu ruhumun,
çok bekletme sevdiğim…
zehir de,mey de
bilinmez.
içmeden
hangisi
belli olur?
nursel dinler
20 ekim 2013 – kadıköy
Bir cevap yazın