Bilmiyorum ona dokunduğun gibi dokunabilir misin bana.
Öptüğüm dudaklarınla onu öptüğünü bile bile,
Bilmiyorum değiştirebilir miyim tuzunu teninin.
Aşk sadece başarması zor olan şeyleri göze almaktan ibaret!
İmkansız aşkın vazgeçilmezi, sen benim …
Melek Tanrı’nın göstergesi, sen Tanrı’nın hediyesi …
Bense ölümün varlığının en büyük kanıtı!
Kulaklarımda sensizliğin o dayanılmaz uğultusu,
Ellerimde kalan sadece söylediğin sözlerin bir kaç avuntusu.
Sende öyle bir gerçek var ki, her aşık yalan olmasını dileyecek!
Ve bende öyle bir nefessizlik var ki,
Tanrı ölümümü isteyecek!
Olmayacak bir dua ise eğer aşkın son yolculuğu,
Aşk cenazemde yine seni görmek isteyecek!
Ankara’nın puslu ışıkları aydınlatıyorken geceni,
İstanbul bile kar etmiyor solumdan geçenlere.
Aklım tamamen seninken, aklının bir köşesinde benim olma umudum,
Ve her seferinde bu umutla kendimi yine döne dolaşa sende bulduğum …
Anasonun değil, kafeinin bana verdiği yetkiye dayanarak soruyorum,
Kahven soğuyor, gelmeyecek misin?
Bir cevap yazın