Nicedir bu tenha susuş
Yarın komşular gelir, dolar odalar
Kıvrıla büzüle değişir yalanın kabuğu
Bir bakarsınız gün eski gün olur
Tavan batar kaburgalarınıza, ayna kırıkları
Bucaksızlığa koşar suskun yaban atları zamanın
Başkasının bozkırına girersiniz.
Bakışı soyarsanız
Sarılmalar, vedalar çıkar günışığına
Orada erken soğuyan yaz akşamları
Kırık dökük armağanları zamanın.
Narin bir şakayık uzatır rüzgâr
Nardan fışkıran dağılmayı uzatır
Derin gölü, rayları hatırlarsınız
Nice yüzler geçer yüzünüzün içinden
Buruşuk şehirlerin enkazları altında kalplerin günbatımı
Orada herkes sırtını dönmüş bir başkasına
Vurun kazmayı
Alın çıkarın beni sürüldüğüm geceden
Kıvılcımı diri tutun
Beni bir kelime sahibi yapın
Köz deseydim mesela kor deseydim
Aramızda zaman dışı bir çöl
Uzak hep yolun ayıbı
Kimler hayatta kimler değil bilmiyoruz
Rüyânın değdiği derinliği arıyoruz
Orada yüzümüze çizilen bozgun denizi
Kıyı kaç kulaç uzağımızdadır, bilinmez
Seneler geçti
Yavaşladı örümceğin nabzı
Silemedik yapışkan salyalarını üstümüzden
Herkesten önce yitirmişiz rüzgârın rüyasını
Şimdi ne siz varsınız ne ben.
Josef Hasek Kılçıksız
Bir cevap yazın