Kirlenen bir ruhun ütopyası gibiydi yüzün
Dağılmış ve kırılmış bir çocuğun hüznü var içimde
Ve hüznümden düşen yaralar
Umarsız bir öfke ile adımlıyorum
Kentin ara sokaklarını
Susturmaya çalışıyorum beynimde ki iç sesleri
Rüzgârın uğultusu
Yüzüme çarpıyor acı acı
Bırakıyorum saçlarımı rüzgâra
Hüznümün orta yerinde
Yüreğime saplanan
Sapkın bıçkın bir delikanlı sevdası ile
Atıp duran kalbimi elliyorum
Bu sefer de beceremedin
Ey katil ruhlu kalbim diyorum,
Bu seferde durdurmadın bu atan kalbi.
Sonra başımı gökyüzüne çeviriyorum
Rüzgârı daha çok hissediyorum
Düşlerimden çalınan bir hikâyeye dönüşüyorum
Yıpranmış bir ömür törpüsü
Duvarlarda bir suret
Solup giden gülüşler
Sürgün gibi masallar gibi
Umarsızlıkla birleşen
Yapayalnız bir gülüş oluyorum
Sonra yavaş yavaş karışıyorum
Önümde yitip giden kalabalığa.
Cennet Güvenç
Bir cevap yazın