KIZ KULESİ İLE GALATA KULESİ’NİN AŞKI
Kız Kulesi’nin bir efsanesi var, üstelik o kadar romantik ki… Efsaneye göre Kız Kulesi ile Galata Kulesi birbirine aşıktır ama aralarında bulunan İstanbul Boğazı, sevgililerin kavuşmasını engellemektedir. Galata Kulesi aşkını yıllarca mektuplara yazar ve Kız Kulesi’ne olan hasretini kelimelere döker. Hezarfen Ahmet Çelebi de uçma hayalini gerçekleştirmek için buraya çıktığında, Galata Kulesi onun kulağına Kız Kulesi’ne olan aşkını fısıldar ve mektupları ona verir. İstanbul’un üflediği rüzgarı arkasına alan Hezarfen, mektupları Kız Kulesi’ne ulaştırır. Aşkının platonik olmadığını anlayan Kız Kulesi, sevinçten havaya uçar. Bu iki aşığın birbirlerine duydukları bu derin duygular onların yüzyıllara meydan okumasına yardımcı olmuş, İstanbul’un en güzel manzarasını oluşturmuşlardır.
LEANDROS’UN ÖLÜMSÜZ AŞKI
Bunlardan bir diğeri ise, kuleye adını da vermiş olan Leandros efsanesidir (Leander’s Tower). Aralarındaki denize meydan okuyan aşıklar Leondros ve Hero’nun hikayesi trajediyle bitecektir.
Fırtınalı bir gecede, Leondros kulede ışık yandığını görünce, sevgilisi Hero’nun kendisini çağırdığını düşünür ve denize atlar. Oysaki bu kez ışığı yakan Hero değil, aşıkların her gece gizlice buluştuğunu anlayan bir başkasıdır ve ışığı söndürüverir. Leondros, Boğazın dalgalarına gömülür; bunun acısına dayanamayan Hero ise kuleden atlayarak hayatına son verir. Efsanenin sonunda aşıklar adına kulenin olduğu yere bir deniz feneri yapılır.
YILANLA GELEN ACI SON
Kız Kulesi hakkında en bilinen hikaye,
Kehanete göre; Kral’a çok sevdiği kızının 18 yaşına geldiğinde bir yılan tarafından sokularak öldürüleceği söylenir.Kral bu kehanet üzerine, denizin ortasında bir kule yaptırır ve prensesi buraya yerleştirir.Ancak kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesin ölümüne neden olur.Kral, kızına demirden bir tabut yaptırarak Ayasofya’nın giriş kapısının üstüne yerleştirir. Yılanın , ölümünden sonra da prensesi rahat bırakmadığına dair söylentiler günümüze kadar ulaşmıştır. Zira bu tabutun üstünde iki delik olduğu hala anlatılır.
BATTAL GAZİ HİKAYESİ
Kız Kulesi ile ilgili olarak en sık anlatılan hikayelerin sonuncusu ise Osmanlı Dönemi’nde geçer. Hikaye; Battal Gazi’nin askerleri ile birlikte Kızkulesi’ne baskın yaptığını ve kulede saklanan hazineleri alarak, burada yaşayan Üsküdar Tekfuru’nun kızını kaçırdığını anlatır. İstanbul’u (Constantinopoli) kuşatmaya gelen Battal Gazi, kuşatmadan bir sonuç alamayınca Kız Kulesi önündeki kıyıya karargahını kurar ve yedi sene burada kalır.
Hikayeye göre, Battal Gazi’nin Üsküdar kıyılarında bu kadar uzun süre kalmasının asıl nedeni, tekfurun kızına aşık olmasıdır. Üsküdar tekfuru, Battal Gazi’nin korkusuyla, kızını hazineleri ile birlikte kuleye kapatır. Şam seferini tamamlayarak Üsküdar’a dönen Battal Gazi, kayık ile Kız Kulesi’ne gelerek, tekfurun kızı ve hazinelerini aldıktan sonra Üsküdar’dan atına atlayıp oradan uzaklaşır. Çokça bilinen “Atı alan Üsküdar’ı geçti” lafı bu hikayeden gelir.
Bu hikayeden zamanımıza gelen bir diğer miras da Kız Kulesi’nin ismi ile ilgilidir. Türkler, bu olaydan sonra, diğer efsanelerdeki prenseslere de atfen buraya Kız Kulesi ismini vermiştir.
Bir cevap yazın