Aşkı ölmüş aşkı öldürmüş
Ninnilerle uyutan
Uyandığımızda boğazlayan
Kandan karanlıktan beslenen
Kargalardan nameler dinleyen
Ayı baharı saklayan umudu çalan
Hürriyeti budayan
Hoyrat tanrılar büyütürüz
Yüreğinde suni aşklar
Kucağında ölü ceninler taşıyan
Kent meydanlarında
Mahrem duygularına gem vuramayan
Nobran kent delikanlılarını
Nadan kent kızlarını büyüten
Hayalleri yağmalayan
Yalnız ve şaşkın sanal âlem çocuklarını doğuran
Tanrılar büyütürüz
Damları duvarları betondan
Gökdelenlerden göklere meydan okuyan
Toprak kokusuna hasret
Sadece etten ve kemikten insanlar kurgulayan
Tanrılar büyütürüz
Sevdanın gözlerine mil çeken
Dipsiz kuyularda
Kanına girdiği kuşların efganını dinleyen
Ölümü unutmuş
Kölesi olmuş kullarının
Azrail’in gölgesinden korktuğu kadar
Senden korkmayan
Tanrılar büyütürüz
Habersiz zerre olduğundan
Vicdanını yitirmiş harami
Kibrine yenilmiş kaltaban
Ya yutar onu bir çukur
Ya küllerini yel savurur
Hepsi şöhret sarhoşu
Hepsi de gâvur
Bazısı Karun bazısı firavun bazısı calut
Bazısı ebrehe bazısı hişam yada sebe
Getirdikleri hep karabulut
Biz la diyelim sen bu tanrıların kökünü kurut
Tanrım
Bir cevap yazın