Hiç kimsenin olmadığı dar bir sokakta
Yürüyor Magdalena
Saçlarına taktığı gül kızıl
Yerlerde sürünen eteği kızıl
Adımları hoyratça
Sessizliğimin doğurduğu sensizliği
Bağışla Magdalena
İç sesim üç vakittir kısıktı
Hani şu ikiye ayrılan sokağın
Çöl yalnızlığı tarafındaki falcı kadın söylemişti
Hem de bağıra çağıra
Gelme bu tarafa!
Gelme bu tarafa!
Bilmiyordum Magdalena
Üstelik bilmediğimi de…
Masallardan çıkmış mavi sakallar
Ellerinde kanlı bıçaklarla
Hayatımızı parçalıyordu
Görmüyordum, kördüm
Affet beni Magdalena
Sen bulutlardan hayaller çiziyordun
Kimi çiçek kimi oyun oynayan çocuklardı
İçime ekilen kederler dökülüyordu
Bembeyaz dumanlardan
Elimde hiç sönmeyen bir kibrit
Senin yaktığın
İşte bu yüzden Magdalena
Yaşamdan bıraktıkça ellerimi
Bırakamadığım…
Bir cevap yazın