Otogarlardan çok hastanelerin, yollardan çok morgların veda makamı sayıldığı ve görüldüğü bir ütopyada yaşamak için bir dünya telaşına ayak uydurmuş gidiyoruz. Ama giderken yanımızda neleri, nasıl sürüklüyoruz her şeyden bir haber! Keza yaşamaktan bir haberken, geride bırakılanlardan ve bizimle sürüklenip gelenlerden nasıl haberimiz olacaktı…
Günden güne yok oluyoruz ya bir şeylerin farkına vararak ya da her şeyden bir haber yanarak. Dünya telaşını çantama iteleyip sonsuz bir yolculuğa çıkmak isterdim. Dünya telaşı; yaşama telaşı ile aynıyken, çoğumuz içinde veda telaşları ile eş değerdi. Veda neydi? Sözlük anlamı: Ayrılırken insanların birbirine esenlik dilemesi iken, insanların hayatını tek kelime ile sona sürekleyen veda sahiden sadece esenlik dilemek miydi? Evet, ”Gitmenin müthiş heyecanı ve güzelliğinin yanında, ayrılmanın hüznü ve burukluğuyla ekşi bir tadı olan” vedadan bahsediyoruz.
Ve bize vedaların makamını sunan soyut küçük dünyaya hapsolmaktan. Oysaki ”Makamı Küçük Vedası Büyük Dünya” olmalıydı. Hayatımız da tıpkı en uzun veda cümlelerinde yatan kısa kelimeler gibi olmalıydı…
Bir cevap yazın