Savaş Çocuklarına…
Pencereden bir kadın seslendi…
Neye basıyorsun sen…
Bir böcek…
Yumuşak kırmızı toprakta bir ayak izi çıktı, belli belirsiz böcek kımıldandı…Bu sefer ayakkabısının tabanıyla ezdi toprağı, kaldırdı ayağı , baktı toprağa, bu sefer hiç birşey kımıldamadı. Hangi canlı olursa olsun mutlaka kendini savunur . Altın böceği de kendini savunmak için rengini kızıl toprağın rengine çevirdi, Kocaman ayağın altında ezilmemek için adımlarını sıklaştırdı, Kaçamayacağını anlayınca durdu, Yumuşak toprağın altına itti kendini ama olmadı, Karşısında ki güç aştı onu, Kurtaracak kim vardı ki ancak düşmanın insafı onu kurtarabilirdi, Yapma da diyemezdi ,Neden ezildiğini de soramazdı , Altın böceğiydi o, gül yapraklarını kemirir , tüm yaprakları delik deşik ederdi. Gülün güzelliğini alırdı. Belki de ondan ezdiler onu , güllerin güzelliğini çaldığından, bu sonbahar larvasından çıkana kadar çok beklemişti, Kuşlar yem ararken belki hiç yaşama şansı olmayabilirdi. Gül bahçesinin birkaç metre ötesindeydi, birkaç saat sonra kırmızı bir gül yaprağını delerken çok mutlu olacaktı, Güneş tam tepeye çıkınca ışıklar sırtına vurduğunda bir altın gibi parlayacak ve doğanın en güzel canlı altını olacaktı. Şimdi kıpırdamıyor öz rengi yeşile dönmüştü.
Neden bastın peki…
Gül bahçeme girecek ve güzel güllerimi solduracak…
Ama henüz bunu yapmamıştı …
Yapacaktı çünkü gül böcekleri gül yapraklarını çok sever…
Büyük bir patlama oldu , Gül bahçesinin tam ortasında , Gül bahçesi tarumar oldu.
Nereyi vurdun sen…
Bir çocuk…
Parlak mavi gökyüzüne siyah duman yükseldi. Güllere baka baka gül yüzü olan çocuk kırmızı gülleri gibi kızıla döndü. Altın renginde sarı saçlarının ucuna kırmızı toprak yapıştı, kırmızı toprak kırmızı kanla karıştı, kırmızı çamur yarattı. Belli belirsiz çocuk kımıldandı, Hangi canlı olursa olsun acı çekerdi, çocuksa daha fazla açı çekerdi , gül yüzlü çocukta acı içindeydi, Sarı saçları kırmızı toprakta , mavi gözleri açıktı… dalı kırılmış kırmızı bir güle bakıyordu. Kim kurtarabilirdi ki onu ,çok yukarılarda bir düğmeye bastı pilot…bir daha bastı…şimdi gül bahçesinin içinde , içinde hanımeli ebruli açan evi vurdu…Mavi gözlerini babasından almıştı. 10 sonbahar önce daha dünya güllük gülistanlık iken doğmuştu. 4 ilkbahar önce oyun oynadığı şehrin sokaklarında vurulmuş insanlar gördü, Babasında oynadığı oyuncak silahların bir benzeri vardı ama ağırdı ve öyle çok ses çıkarıyordu ki , korkuyordu. Geceleri durmadan silahlar patlarken artık uyumaya hasret kalmıştı, Masallar bile yetmiyordu içindeki korkuları atıp uykuya dalmasına… Masallar güzel şeyler anlatıyordu , artık masallara inanmıyordu ki ,Masallar yalandı , Gerçek savaştı.
3 İlkbahar önce babası ölümlerin ortasından onu çıkarıp buraya getirmişti. Dedesinin eski eviydi , Ev yıkık döküktü, köyün biraz dışında , küçük bahçeli küçük bir evdi ,gül ağaçları da vardı ama diplerinde otlar bitmiş, Altın böcekleri bütün yapraklarını yemişti. Evi boyadılar , bahçeyi çapaladılar, güllere su verdiler , Artık silah sesleri gelmiyordu , Hayat çok sakindi burda ,Yüreği korkuları atıyordu günden güne…
Büyüyordu gül yüzlü çocuk , savaşta büyüyordu. Babasını 2 sonbahar önce bazı adamlar aldı. Bir daha babasını görmedi. Onu çok özlüyordu , Onun tekrar bir gün kapıdan girmesini umut ediyordu. Annesiyle yapayanlızdı.
Annesi evin içindeydi. Az önce pencereden konuşmuştu.
Mavi gözlü devim ! , Neye basıyorsun sen…demişti ona…
Şimdi mavi gözlü dev , içinde kırmızı güller ,hanımeli ebruli açan evin bahçesinde uzanıyordu. Ve o kadar küçüktü ki anlayamazdı büyüklerin büyük savaşını…Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev , dev gibi sevgilere mezar bile olamaz ,içinde hanımeli ebruli açan ev…
Neden vurdun peki…
Böyle bir emir geldi…
Ama henüz o bir çocuktu…
Büyüyecek çünkü biz vurmazsak onlar bizi vuracak…
Sağdaki melek bıraktı kalemini , solda ki meleğe baktı , Soldaki melek aldı kalemi ve yazdıkça yazdı.
Sağdaki melek , içinde hanımeli ebruli açan eve indi.
Çocuğun elini tuttu , gidelim hadi…
Birlikte uçtular…
Bombardıman uçağının yanından geçtiler, son kez içinde hanımeli ebruli açan eve baktı…
Annesi sürünerek bahçeye kadar gelmişti.
Mavi gözlü devim !
Bir cevap yazın