Bu yazıda minik serçe masalından bahsedeceğim.
Ancak,
Masal deyip geçmemek; tam tersine masallara, hikayelere, mitolojik anlatımlara ayrı bir kulak vermek gerek…
Hatta bir adım geriye atarak,
Tarihsel süreç içerisinde edinilen bilgi, görgü, ve deneyimlerden oluşan sözel aktarımları kuru kuru dinlemek yerine,
Bilakis her birinin içeriğindeki kadim öğretiyi, dersi ve verilen mesajı almaya çalışmak gerek…
Emin olun bunların hiçbirinin, sırf eğlenceli zaman geçirmek için ortaya atılan lakırtılar olmadığını keşfedeceksiniz.
İşin aslı Nasrettin Hoca – Keloğlan masallarından yaratılış destanlarına,
Ya da,
Paganik efsanelerden kutsal kitap öğretilerine kadar tüm metinlerde anlatılan hikayelerin alt satırlarına gizlenmiş evrensel ahlaki öneriler mevcuttur.
Bu bağlamda minik serçe masalı da bu duruma aşikar olarak güzel bir örnek teşkil ediyor…
Minik Serçe Masalı
Kahramanımız minik serçe açlıktan ölmemek için,
Kışın o yaman ayazına rağmen yiyecek bir şeyler aramaya çıkmış.
Ancak,
Hava öylesine soğukmuş ki,
Titremekten kanat çırpmakta dahi zorlanıyormuş.
minik serçe
Artık bir noktada enerjisinin tükendiğini kabul etmiş,
Kendisini öylece bırakmış,
Ve,
Bir kar yığınına saplanıvermiş…
Artık soğuğu tüm hücrelerinde hissediyor,
Cesaretini yitirmiş bir halde olduğu yerde çaresizce ölümü bekliyormuş.
Sonuçta ümitleri tükenmek üzereyken oradan geçmekte olan bir inek, minik serçenin tam da üzerine pisliğini bırakmış.
Felaketlerin zincirleme gelmesine iyice sinirlenen serçe “bir de bu eksikti…” diye iç geçirip,
Bodoslama bir küfür yapıştıracaktır ki…
Bu esnada inek pisliğinin ısısıyla üzerindeki buzların erimeye, kanatlarının yavaş yavaş çözülmeye başladığını farkeder!!!
Bodoslama Kelimesinin Kökeni
“Bodoslama” kelimesindeki “bodos”, bir şeye kafadan girerek çarpınca çıkan sesi anlatıyor gibi durmuyor mu: Bodossss!
Gelin görün ki “bodoslama”, Yunanca “podostima” kelimesinin Türkçeye devşirilmiş hali!
“Pod” Yunancada “ayak” anlamına geliyor,
İkinci kısım “stema” ise “durma” fikrini veriyor.
“Podostima” da aslında geminin “üzerinde durduğu ayakları” anlatıyor: Geminin tabanı boyunca geçen direğin baş ve kıç kısımlarını.
“Baş bodoslama” da geminin tam önünde yer alan ve suyu ortadan yaran parça oluyor.
Bir şeye fiziksel ya da mecazen, tam orta yerinden dalma olayına “bodoslama” dememizin sebebi işte bu gemi parçası!
Bu esnada,
Türkçede kullandığımız denizcilik terimlerinin büyük çoğunluğu tıpkı “bodoslama” gibi Yunancadan geliyor,
Bazıları da İtalyancadan.
Zira denizciliği en çok bu dilleri konuşan milletlerden öğrenmişiz
Minik Serçe İçin Özgürlük Mümkündür
Evet, makus kaderine yenik düşmeyecektir minik serçe…
Donarak ölme tehlikesini atlatmıştır,
Bir de şu üzerinde tabaka halinde durmakta olan inek pisliğinden kurtulduğu anda, eskisi gibi özgür olacaktır yine.
İçindeki yaşama azmi ve kurtulma ümidinin getirdiği coşkuyla,
Bir yandan dışarıya çıkabileceği bir gedik açmaya çalışmakta,
Diğer yandan da neşeli bir şekilde şakımaktadır.
Minik serçe sevinçle öterken oradan geçmekte olan bir kedi duymuş sesini,
Ve,
İnek pisliğini eşeleyerek onu dışarı çıkartmış…
Minik serçe, onun serbest kalabilmesi için,
Bir inek pisliğini bile eşelemekten imtina etmeyen kurtarıcısı kediye, bBüyük bir minnettarlıkla teşekkürlerini sunacakmış ki…
Kedi onu yemiş!!!
Peki bu minik serçe masalının kıssadan hissesi nedir derseniz…
Bir cevap yazın