Umduğumuzla bulduğumuz tutmadığında depresyona gireriz.
Anlam ve umut kaybı, hiçbirşeyin eski tadı vermeyişi dikkate değerdir.
Ben DSM-ler ve ölçütlerini gayet iyi bilsem de klinik seviyede olmayan depresifliği manidar bulurum.
Kaygıya yaklaşımım gibi. Ruhun çağrıları, bedenin çağrılarıdır. Beni gör, beni duy, benimle ilgilen.
İlgilenmeden alarmı kapatırsanız evinize hırsız girmesi gibi…
Neler oluyor hayatımda?
Kontrolü, kararları kimde?
Neler için hangi kaynaklarımı kullanıyorum?
Bunların farkına varmak üzere bizi yavaşlatır. Tadı tuzu kaçar günün. Orada soralım şefkatle kendimize.
Başka bir resim, başka bir ortam, his mi umuyordun?
Olabilir, seni ve hayalkırıklığını duyup kucaklayabilirim. Şimdi zamanı değil belki de. Sakince bildiğin yoldan devam etmek mi istersin, bir toparlanıp denemediğin bir yol, yöntem mi denemek istersin?
Böyle böyle altta yatan inançları, bizlere dayatılan ortak resimleri görürürüz.
Herkes işinde, evliliğinde, çocuğuyla, ya da ilişkisinde ya da bekar versiyonunda aynı resimlerle kendini kıyaslıyor.
Öyle gözükmek, öyle yerlerde tatil yapmak, öyle giyinmek, öyle şeyler kullanmak. Ve bunun öylece gelmesi. Bedelsiz.
Böyle bir hayatın özerk olabileceğine inanmıyorum. Görünür, görünmeyen sayısız bedel öder, mesai harcarız .
Şu yazdıklarımı yazabilmek için tabii psikolog, uzman psikolog ve psikoterapist olmaya gerek olmayabilir. Doğru. Yazarken beni mutlu etmesi ve güvenilir bir zeminden yazmak bana iyi hissettiren.
Gidip de dans hakkında yazmıyorum misal. Ya da gidip de bilişim hakkında yazmıyorum. Konu hayat ve duygular, ihtiyaçlar ve insan halleri olunca herkes bir ucundan tutuyor.
Bence çok güzel. Yeter ki kendinizi gereksiz resimlerle mutsuz etmeyin. Varsın olmasın öyle bir paranız. Geçinebilin yeter ki. Olanla en zevkli, kendinize uyan seçimler yapmayı öğrenin.
Sorumluluklarınızla kavga etmeyin. Onları siz istemediyseniz de vazgeçebilin. Değer sistemleriniz güncel olsun…
Son nefeslere yaklaşırken içime sinen bir ömrüm oldu diyebilmeyi umuyorum ben. Emeğim buna.
Hayat, hiçbirimize zenginlik, aşktan delirme, arzularla şellale olma sözü vermedi.
Nefes verdi, nefs verdi.
Bir cevap yazın