Yağmurun gelişi ile pencerenin yanına oturdu Nevzat, buğulanan cama bir kalp çizdi. Kalbin yarısı yoktu hiç olmamıştı doğduğu ilk andan beri kalbinin yarısı eksikti, gençliğinin baharı nasıl eksikse hep daha fazla eksildi Nevzat, yıllarca hayalini kurdu yağmur yağsın cam buğulansın eksik olan ne varsa tamamlansın, olmadı olmadıkça olabilecek şeyleride kırdı Nevzat, önce yağmur damlalarını kırdı. Sonra buğulanan camları kırdı. İçeri giren yağmurla yıkadı yüzünü bazı puslu ve kirli havalarda biraz olsun kendine gelmeyi başarıyordu. Böyle havalarda unutuyordu yüzünde ki kiri, geçmişin izlerini hep böyle havalarda unutuyordu. Bazı mevsimlerin yalancı olduğuna inanıyordu Nevzat, yazları güneş açar, bahçede çiçekler açar, ağaçlar meyve verir, kuşlar göç eder, kışın bomboş olan sahiller insanlarla dolup taşar, güneşin taşıdığı yalan yeryüzünü aydınlatır. Mutsuz insanlar kendini mutlu sannederek girer denize, vücudunun bütün mutsuzluğunu hücreler dahil denize döküp arındığı sanneder, Nevzat denize kışın girer sahiller kışın kimsesizlerindir. Gerçek mutsuzlarındır. Kendine yalan söylemeyenlerindir. Kış gerçeğin ta kendisidir. Nevzat başka insanlar gibi mevsimlere bölmez mutluluğu ve mutsuzluğu, kendini böldüğü olmuştur. Geçen yaz, akyakada tanıştığı Nilgünü o yazın mutsuzluğu olduğunu resmi gazeteden öğrenirken, çayını yarım bırakmış her sabah yemesi gereken üç zeytini yememişti. Elindeki resmi gazeteye bir not bırakılmıştı. Bir cinayet haberinin içindeki bazı kelimelerin altını Çizerek Nevzata o yazın mutsuzluğunu bırakmıştı Nilgün, Nevzat ana sayfayı hiçbir zaman okumazdı. Üçüncü sayfa cinayet haberleri ve en arka sayfa spor haberlerini okurdu sadece, Nilgün o yaz her sabah Nevzat ile kahvaltı yaptığından onun ilk olarak cinayet haberlerini okuduğunu biliyordu. Hatta bir keresinde Nevzata neden cinayet diye sormuştu. Nevzat, yazlık sakallarının ardından ince bir gülümseme bıraktı masaya lafa girmeden karanfiliiden yaktı bir tane, gözlüğünü yüzüne iyice oturttu ve Nilgüne dönerek ”İlk sayfalar yalan söyler, gerçek hayat ise üçüncü sayfada ” bu cevap karşısında Nilgün, Nevzatın suratında soğuk kanlı bir katilin ifadesini gördü. Tüm bunlar olurken nevzat o yazın mutsuzluğunun Nilgün olacağını bilmiyordu. Sayfayı çevirdiğinde Nilgün çoktan masadan gitmişti, geriye kalan resmi bir gazetenin üçüncü sayfasında Nevzatın kendi cinayetini okuması oldu sadece, ”Yazlık sevdim seni,kışa taşıyamam kış ikimizi bir mevsime sığdıramayacak kadar acıdır. ” Nilgün giderken, Nevzatı anlının ortasından değil kalbinin tam ortasından vurmuştu. Keşke kalbimin ortasından değilde, anlımın ortasından vursaydın diyerek kaltı masadan Nevzat her yaz gibi bu yazda bir cinayete kurban gitmişti. Üstelik bunu resmi bir gazeteden öğrendi Nevzat…
Bir cevap yazın