
Halihazırda en çok satmasının dışında çokça da okunan Oğuz Atay romanları bize neler anlatır? Bunu bilebilmek için öncelikli olarak yazarın hayatına göz atmamız gerekir. Her ne kadar yazar hayatıyla eserleri arasında bağ kurma fikri bazılarına yanlış gelse de önemli bir ayrıntıdır. Çünkü insanın yaşadığı olaylar ya da karşı karşıya kaldığı durumların yansımaları olur. Eğer yazıya döken birisiyle bunu yapmaması söz konusu olamaz.
1934 yılının 12 Ekim günü doğan Oğuz Atay, terazi burcunun hemen her özelliğini taşır. Siyasetçi ve aynı zamanda yargıç olan bir babaya sahip olmanın hakkını da verir. Çünkü birçok eserinde yargılanma, ahlak, mahkeme üzerine kavramlar işler. Cemil Atay’ın oğlu olmasının yanı sıra inşaat mühendisliği mezunudur. Sonrasında ise vapur iskelesi yapımlarında çalışırken öğretim üyeliğine geçer. Ancak adını 1971-72 yıllarında kaleme aldığı Tutunamayanlar adlı eseriyle haykırır. TRT Roman Ödülü kazanırken tartışmaların merkezinde kalır.
Tutunamayanlar Özelinde Oğuz Atay
Kaleme alınan en iyi eser seçilmesinin sonrasında Tutunamayanlar adeta bir kült haline gelir. 1997 yılında ise UNESCO’nun 20. Yüzyıl Türk Edebiyatı için en iyi eser tanımı büyük anlam ifade eder. Üstkurmaca bir dünya yaratma konusunda oldukça başarılıdır Oğuz Atay romanları. Ancak bu eserinde birçok önemli detay vardır. İç sorgulamanın yanı sıra aslında bir eleştiri metnidir. En öne çıkan eleştirmenlerden olan Berna Moran, incelemesinde kitabın tam anlamıyla bir başkaldırı olduğuna işaret eder. Gerek söyledikleri gerek söyleme biçiminin ne kadar etkili olduğunu örneklerle anlatır. Buradaki başkaldırı, insanlık tarihi boyunca insanlığa yapılmış bir eleştiridir. Ayrıca edebi yetkinlik açısından da oldukça başarılıdır.
Tehlikeli Oyunlar ve sonrasındaki Korkuyu Beklerken ise Oğuz Atay romanları kavramını ortaya çıkarır. Daha sonradan tiyatro oyununa çevrilen Korkuyu Beklerken aynı zamanda bir kişinin zihinsel trajedisidir.
Oğuz Atay Romanları Neler İçerir?
Şehrin ve yaşantının giderek modern olmasını derinlemesine işler. Buna karşın insanın yalnızlığı giderek derinleşir. Toplumdan kopan bir insanın çaresizliğini anlatır Oğuz Atay romanları. Ayrıca toplumsal ahlaka vurgu yapar. Kalıplaşmış düşüncelerin aslında bir birey için ne kadar değersiz olduğunu ortaya koyar. Söz konusu romanlarda eleştiri ve ironi iç içe geçmiştir. Mizahi anlamda da bir yüksek kaliteden bahsetmek yanlış olmaz. Ayrıca yabancılaşmaya başlayan insanın toplumdan dışlanması da trajik sonuçlar doğurur. Bir türlü sıradan insan olamayan kahramanın zihinsel mücadelesi, büyük ölçüde bir beyin fırtınası getirir
Birçok farklı dizi senaryosunda Oğuz Atay etkisini görebilmemiz şaşırtıcı değildir. Ayrıca sosyal medya paylaşımlarında Oğuz Atay, oldukça popüler bir anahtar kelimedir. Bunların olabilmesinde şüphesiz ki bireye dair sorgulamalar yapmasının etkisi büyüktür. Artık bireyin öne çıktığı günümüzde insanların birey olarak kendilerinden memnun ve tatmin olmaması büyük bir benzerlik yaratır yazarla. Sonrasında ise çelişkiler ve çatışmaların çok gerçekçi işlenmesi de gerçek hayattan izler taşımasıyla açıklanır. Oğuz Atay romanlarını okurken insanların bu kadar kendisinden pay bulabilmesi de psikolojik çıkarımlarıyla ilgilidir elbette.
Oğuz Atay romanlarına ilişkin eleştiriler ve yorumlar için Yıldız Ecevit imzalı Türk Romanın Postmodernist Açılımlar kitabına göz atabilirsiniz. Ayrıca Oğuz Atay’ın Dünyası, Oğuz Atay’da Aydın Olgusu, Yer Değiştiren Gölge kitapları da söz sahibidir.
Bir cevap yazın