Okuyorum:
Özlemin Eski Tadı Yok / Simone Signoret
(Afa Yayınları 1989, Çeviren: Ayşe Kurşunlu Ortaç )
Simone Signoret için yazarlık serüveni ellisini geçtikten sonra başlar. Anılarını anlattığı “La Nostalgie N’est Plus Ce Qu’elle Etait”(Özlemin Eski Tadı Yok) adlı kitabında İkinci Dünya Savaşı’nın karanlık günlerini, sinemadaki anılarını, solcu bir aydın olmanın zorluklarını, eşi Yves Montand, Kruşçef, André Malraux, Tito ve Marilyn Monroe’ya kadar ünlülerle ilişkilerini, anılarını yazar.
“Bana ait olmayan anılarım değil, hayatım. Gerçek varoluşumuz çevremizdekilerle başlar. İnsan kendini anlatmaya başladığında, çevresindekileri de anlatmaya başlar. Seçeneklerimizde de birilerine bağlıyızdır, bir rastlantıya ya da bazı kişilerin bizimle ilgili görüşlerini hakketme isteğine. Bilincimin beş-altı gözlemciden kurulu olduğunu söyleyebilirim. Bu insanların da sık gördüklerimden olması gerekmez. Çoğu beni denetler. Ama ben denetlendiğimi bilirim. İlginçtir, gözlemcilerimin hepsi erkeklerden oluşur. Hiç kadın bakışı duymamışımdır üzerimde. Ama sözü geçen erkeklerin de sevgilim olması gerekmez.”
Ardından iki roman yazar ve çok sayıda çeviri yapar. Çok ses getiren romanı Adieu Volodia’da (Hoşçakal Volodya) Paris’e göç etmiş ve yeni hayatlarına uyum sağlamaya çalışan Ukraynalı ve Polonyalı Yahudileri anlatır.
Simone Signoret fotoğrafları internetten alıntıdır.
Bir cevap yazın