Bu gece uyuyabilirdin.Senden bahsedilmeyen bir rüya görebilirdin. Ya da bu gece yağmur yağabilirdi.Yağmur,senin için bir cinayet işleyebilirdi.Sessizlilk ölebilirdi.Yalnızlık bu derece şımarmayabilirdi.Duvarların olmayabilirdi.Belki de duvarların konuşabilirdi.Bekleyiş, geçici bir hastalık olabilirdi. Bir anda biri kapını açabilirdi.’’Senin derdin ne?’’ diye sorabilirdi.Sende ‘’ boğuşuyorum’’ diyebilirdin.Anlamsızca da olsa, aniden yere düşen bir eşyaya bakar gibi sana bakabilirdi. Düşünsene , sana bakabilirdi.Bütünüyle sana açılmış bir bakışa sığabilirdin.Bakarsın, biraz olsun oturabilirdi.Tabi ki öncelikle odanda bir koltuk olabilirdi.Tesadüfi de olsa ,senin için bir kalabalık toplanabilirdi. Bunun tek ihtimalinin cenazende saklı olduğunu bilmeyebilirdin.Hiç bir şeylerin mazabatasını tuttuğun günlüğüne,kalemini acemi bir cellat gibi sallamayabilirdin.Kalemin de ,aklın gibi kör olmayabilirdi.Dalıp gitmeyebilirdin.Dalgınlık sende bir soluk olmayabilirdi.Telefonlarda, her hangi bir masanın bir köşesinde sessiz kalmayabilirdin. Duyduğun bir nefes hırıltısından, ya da bükülmüş bir dudaktan, melankoliye tutulmayabilirdin.Melankoli sende bir tutkunluk olmayabilirdi.Milena Jesenka, Viyana’dan ,Prag’a taşınabilirdi. Sende böylelikle Kafka okumayabilirdin.Saçma sapan şiirlerini, kalemlerle harap edilmiş duvarların yerine, elinde olmadan utanabilen bir elmacık kemiğine karşı okuyabilirdin.O, kızı başkası özleyebilirdi.Senin yerine başkasını,sıcak bir fincanı,sigarayı yada hiç bulmadı bu kadar güzel olmayı bırakabilirdi. O, senin tüm var oluşu ile,tüm güzelliği ile, tüm yapraktan gemicikleri ile, tüm kar görmemişliği ile bütün kimsesizliğin olmayabilirdi.Odanı, küçücük bir kış mevsimi geçinceye dek, dışarıdan sana izlettirmeyebilirdi.Onun elini tutuğunu ve nasıl da salak gibi mutlu olduğunu odan görmeyebilirdi.Bir başkasına kendini anlattığın cümleler biraz daha uzun ve kesintisiz olabilirdi. Tıkanıp kaldığın yerde, oradan hemen uzaklaşmak için aklına bir bahane gelmeyebilirdi. Yarın fakültene gidebilirdin.Her seferinde nefesini tutup,’’benim burada ne işim var?’’ sorusuna herkesin beğeneceği bir cevap verip o kapıdan içeri girebilirdin. Her şeyi idare edebilen ve tahta sıralarda nasıl oturması gerektiğini gayet iyi bilen o uslu çocuklardan biri olabilirdin.İlk seçenekte sadece sana ait, herkeslerin bu eylemi kanıksadığı bir yere oturabilirdin. Defterinin kenarında, başka başka isimler üzerine karalayıp durduğun imza denemelerin olmayabilirdi. Çakılıp kaldığın o yerde, pencere pervazının gerisinde ki boyası dökülmüş, muhtemelen sadece senin ciddiye aldığın o bank,sana dünyanın keşfedilmemiş en cazip yeri gibi gelmeyebilirdi.Hatta bakarsın her gece duvarlarının sertliğini ölçtüğün elini başının üzerine kaldırıp, o güne kadar hiç bakmadıkları o yere bakmalarını, hiç harcamadıkları o eylemi nasıl da bir anda, öylesine kolay bir şekilde yapabilmelerini sağlayabilir, ‘’Antik Çağ Mimarisi’’ üzerine birkaç martaval atabilirdin. Bu aşırı davranışın insanın tam olarak neresine iyi geldiğini kavrayabilirdin.Belki bir kez olsun,içinde ki herşeyi kırıp döken o çocuğu bulup, ve hatta dizlerine kapanıp, ‘’yeter , unut artık.Uyusan ya biraz’’ diyebilirdin.Biri ismini seslendiğinde, başını çevirmeyebilirdin.O, herkeslerin bildiği dengesiz ve çarpık adımlarına devam edebilir ‘’ ben o değilim ki’’ diye sayıklayabilirdin.Küçük düşe düşe dünyayı bu kadar bu büyük görmeyebilirdin. Kitap sayfası ve tütün dumanı solumaktan koku algın zayıflamayabilirdi.Keşke kapın bir gün de olsa senin için çalabilirdi.İnsanlardan tek beklentin çoğu zaman sadece bu olamaybilirdi. Ölü bakışlarının dışında,başka bir bakış da odanı doldurabilirdi.İnandığın Allah’ın sana da inanabilirdi.Böyle şeyleri istemenin utancından da kurtulabilrdin.Bir kenara itilmişliğine karşı ‘’olur böyle şeyler’ deyip olaysız dağılabilirdin.Ve hiç yazmayabilirdin.Kendi hayatının hırsızı olup,harflerle gizlediğin o ufacık, meleklerin dahi ‘’yazmasak da olur’’ dediği anlarını,kelime oyunları ile insanlara yaşatmayamayabilirdin.Yararsız, tatsız, hiç kimsenin hiçkimse ile tanışmadıığı şu yazılarına artık bir son verebilirdin. Sen, sen olmayabilir, herhangi bir pazartesi sabahında,kalemi çok önce bırakmış, bir yerlere gelen ve bir yerlere giden yüzleri olmayan yolcuların kayıp gittiği bir istasyon bankında oturan bir ihtiyar olabilirdin.İç cebinden özenle sarılmış sigaralardan birini çekip, çok yakın bir zamanda ölmüş, sesi oldukça güzel olan eşinin söylediği o kırılgan şarkıların anısına bir sigara içerken, seni çocuklarına götürecek trenin hangi yönden geleceğine tahmin etmeye çalışabilirdin. Karının kasıntılara boğan tek heyecan ,sadece bu oldukça hoş görülen çelişki olabilirdi.Evet, sadece bu olabilirdi.Sonra yanına parmaklarında mürrekep izleri olan bir adam oturabilir, bir sigara karşılığında, odasının içinde kendini bölüp bölüp, harflerle çoğlatan, aynada ki yansımasında aynı anda iki yerde olabilmenin heyecanını oyun sanan,başını yasladığı otobüs camlarında öldüğü günün hayalini kurup,kenidini önemli hissebildiği o anı tekrar tekrar yaşayan bir delikanlıdan bahsedebilirdi.Bu hikaye sana çok uzak, hiç anlayamayacağın bir yaşanmışlık olarak gelebilir, sigarandan son nefesi alıp, ‘’insan kendine bunu niye yapar, hiç anlamam’’ diyebilirdin.Bir anda beklediğin o tren gelebilir, adamın anlattığı o hikaye bir anda aklından uçup gidebilirdi.Trenin camına başını yaslayıp, bankda ki o adamın, yanına oturan başka birinden sigara aldığını ve anlatmaya başladığını izleyebilirdin. Tren hareket edebilir ve sende gülümseyebilirdin. Çünkü ancak, insanlar hiç olmamış,ihtimallere karşı gülümseyebilirdi.
Son Yorumlar
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Songül
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Suzan Tokmak
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Ceren
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Latife
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Hazal
En Çok Okunanlar
Son Yorumlar
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Songül
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Suzan Tokmak
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Ceren
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Latife
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Hazal
Bir cevap yazın