Sadece İnternet’e düşürülen yeri , kaynağı belirsiz video görüntüleriyle, devletlerin yargılanmayacağının ve uluslarası barışın bozulamayacağının dersini verdi İngiltere parlamentosu. Sınırlı bile olsa, Suriye’ye bir askeri harekatı İngilizlerin de çoğunluğu istemiyor. Oylama yapıldı. Ret çıktı. Barış üstün geldi sonunda. Beklediğim de buydu.
Yerinde bir karar. Sanki sınırlı askeri operasyonlarda kimseler ölmeyecek gibi bir algı yaratılması da absürd aslında. Irak’ta görmedik mi? Askeri hedefler bombalanırken onlarca sivil de yaşamını yitirdi.
İnternet’e düşürülen kaynağı belirsiz videolarla, uyduruk cd’ lerle insanları içeri tıkma ya da devletleri suçlama operasyonları her ne kadar okyanus ötesi patentli olsa da, ancak gelişmemiş, düşünemeyen, insanlarının algı kapıları türlü bahanelerle, yasaklamalarla sımsıkı kapatılmış ülkelerde bulduğu ücretli taraftarlar ve alkışçılar sayesinde uygulanabiliyor.
Bu oylama öncesinde İşçi Partisi lideri Ed Miliband ’ın İngiliz parlamentosundaki konuşmasını izledim. “Karar, delilin önüne geçmemelidir.” diyerek, Suriye hükümetinin suçu işlediğine dair somut deliller gerektiğini vurgulayışını dinlerken insanlık adına umutlandım. Bu nedenle oylamada barış çıkacak diye beklemiştim. Bence bu yılın en iyi deyişiydi , belki de yüzyılın en iyi deyişi de olacaktır Ed Miliband’ın sözleri. “Karar, delilin önüne geçmemelidir.”
” Madem ki Suriye halkına yardım etmek istiyoruz , eylemlerimiz politik veya stratejik amaçlar için olmamalıdır ve prosedüre uygun olmalıdır.” gibisinden açıklamalar yaptı. Aklımda kalanı yazdım.
Aslında bu açıklamaların altında yatan gerçeklere kısaca göz atalım.
Miliband Suriye’ye yapılmak istenen bu askeri müdahalenin aslında insani amaçlardan çok politik olduğunun ip uçlarını da veriyordu sanki.
Stratejik olma meselesi de , Katar, İsrail , İran’la ilgili. İran’dan Suriye üzerinden Akdeniz’e gaz taşınması olayı ne Katar’ın ne de Akdeniz’de yeni doğal gaz rezervleri bulan İsrail’in hoşuna gitti diyen yorumlar var dış basın analizleri arasında.
AB D neden Suriye’ye askeri harekat yapmak istiyor? Bu soruyu soralım önce?
Suriye hükümetinin kendi halkına karşı kimyasal silahları kullandığını öne sürüyor. Gerekçesi bu.
İşte bu noktada Ed Miliband’ın sözü önem kazanıyor. “ Karar , delilin önüne geçmemeli. ” Hani delil nerede? Yani Esad hükümetinin kimyasal silah kullandığının delili nerede? Yok!
Avrupa’da bir devlet ya da ABD, sorumuza net bir yanıt veremiyor.
Suriye’de kimyasal silah kullanılmış mı?
Kullanılmışsa hükümet mi yoksa başkaları mı kullandı?
Amerika açıklamalarında en büyük delil olarak “ highly likely ” sözünü kullanıyor. “Oldukça olası.”
21. yüzyılda “suçu oldukça olası” deyip belki aydınları hapse tıkabilir bazı zihniyetler ama devletlere bunu yapamazlar.
Ayrıca da bu saldırının Esad hükümeti kadar başka odaklarca, Suriye’de karışıklık çıksın deyip Esad’ın devrilmesini isteyen bin bir fitne odağından biri tarafından da yapılmış olması pekala “oldukça olası”.
Neymiş efendim o kadar geniş alanda , ancak hükümet yapabilirmiş.
O zaman fitne odaklarının dayanışmasıyla oluşan bir katliam olduğunu söylemek de “oldukça olası” değil mi?
Mışlarla, mişlerle , gibilerle devletlerin, rejimlerin çökertildiği ya da çökertilmeye çalışıldığı son derece ahlaksız ve korkunç bir neo–kolonyal dönemi artık açık açık yaşıyoruz.
Ben ne memleketimde ne komşumda ne de dünyada savaş olsun isterim. Savaş isteyenleri de savaşa gizliden ya da açıktan destek verenleri de, kışkırtanları da, savaştan nemalananları da kınıyorum… Barış içinde yaşamak , barışı sağlamak ve sürdürmek için çabalayan vicdanlı yönetimlere sahip olmak, hepimizin olan “İnsan Hakları” ndandır.
Emel Dinseven
Bir cevap yazın