Her şeyin tekrar tekrar sorgulandığı bir dönemden mi geçiyoruz yaş itibarıyle bilmem ama, “bir tatlı huzur” bulmak için ne kadar çırpınsak da nafile. Sonuca ulaşamamış düşünceler, sorunlar alıcı kuşlar gibi huzur penceremizden girip ne var ne yoksa didikleyip gidiyorlar. Ya bu havaların derdi ne ? gri suratıyla depresyon topları fırlatıyor semalardan habire. Durum böyle olunca da ne yapalım yani günlük güneşlik olacak halimiz yok. Zaten benim tamamımı yüzdeye vursak büyük tarafı hüznü sever, (ben senin günlük güneşlik havalardaki halini de bilirim dedi iç sesim kendime. )
Sevgiden bahsedecektim… Hüznü yaşamımın ayrılmaz parçası yapsam da , doğanın sunduğu ne varsa önünde saygıyla eğilerek severim. İnce ince, kıyamadan, bir köpeğin başı, bir çiçeğin dalı, bir insan evladı, bütün cüssesini sürükleyerek yuvasına yemek taşıyan minik karıncanın sevgisi ve duyduğum saygı aynıdır gözümde ( hayvanları insandan çok sevdiğimi söyledi iç sesim oradan )
Aklıma geçen yıllarda kaybettiğimiz bir yaşlı teyze geldi. Bir Anadolu kadını, engelliydi gözü ve bacağından sonraları Alzheimer hastası oldu tam da bu toplumun “öl” dediği kıvama geldi yani. Çocukları yoktu, kimini doğururken, kimini ana karnında kimini de doğduktan sonra kaybetmiş. Bu minicik engelli bedene gene de epey uğraştırmışlar bir bebe yapsın diye işte kısmet mi denir , mukadderat mı neyse… Kocasıyla kardeş çocuklarıydı, kocası üvey kardeşini küçükken köyden getirip evlat gibi baktı büyüttü, iş güç sahibi yaptı, torunları oldu onlar da şimdi iş güç sahibi yani işler tıkırında o tarafta. Bu yaşlı teyzemin koca ölünce bizim oralarda bir söz vardır “duvarın dibinde kaldı ” . Ah böyle kalacağına ölmelisin bu ülkede. O bakıp büyüttükleri , iş güç sahibi yaptıkları , insancıklar gittiler bu teyzecik de “kapıcı dairesi” deyip de insanların tepeden bakıp, dairelerini de tokatladıkları bir evcik de yapayalnız kalakaldı minik bedeniyle.
” Ayyyy amaaaan Allah kimseyi böyle durumlara düşürmesin, çok şükür engelli de değilim, gözüm kulağım yerinde, duvarın dibinde de kalmadım” deyip haline şükreden, diğerini ötekileştiren, onun acısından kendi sıkışmışlığına çıkış yolu bulup, ufak ufak mutlu bile olan insanlara bakarken içten içten bir bulantı duyarım….
Neyse, bu bu minik teyzem kaldı mı duvarın dibinde, aklı kimi zaman köyde yediği bir sumsukta kalmış, kimi doğurupta kaybettiği bebeğinde. “Yokmuydu sanki “derdi çocuk bahsi açıldığında “tam beş dene doğurdum , hele biri ters geldiydi de köyün içinde kağnıyla dağ taş gezdirdilerdi çocuk doğsun diye, ölecaadim , yaşamadı norüyüm” derdi, isimlerini sayardı gözleri dolardı. Biri baylım kalaydı derdi. Onu dinleyenler de “biri baylım kalaymış” derlerdi. (oğlu uşağı olanları da görüyoz dedi iç sesim gene)
Kaldı da duvarın dibinde bu da onun en büyük suçu oldu ya. Bildiğin , ertesi güne ısıtıp yemeyeceğin ama çöpe atmaya da kıyamadığın , dışarı bırakıp bozulsun da dökeyim ” dediğin bir kap yemek oldu bu teyzem. Kapısını kakan olmadı mı derler. Oldu, parmağındaki yüzüğü usulüne getirip almak, kıyısında köşesinde parası var mı diye gelip orayı burayı karıştırıp aradığını bulamayınca bir daha kapısını kakmayanlar oldu Ona gerçekten yardım edenin de burnundan getirdiler, “maaşını yiyo yapıyosa” dediler etraftaki akraba tayfası. Kimi aç kimi susuz, kimi soğukta ….Ölürse ölsün dedi bir kısmı , kazık mı kakacak, aha biz de kaç yaşına geldik, yaşını yaşamış dişini dişemiş. Bazı da kapıyı çekip, hangi yaşıyla dışarı çıkıyosa yalın ayak kalırmış dışarıda … Sonra bir de duyduk ki ölmüş.
Aman bi feryad bir figan koptu ne olmuş “ölmüş” tam sevmelik olmuş. Hikayenin başındaki esas oğlan ve kız yani evlat gibi olması gereken çok ağlamış (mı ki?) , Bundan sonra bir acele başlar, mezara kadar hem insanlar hem sözler acele ederler , severler de bu süreçte…”amaaaaan gün mü gördü, yazık, n’ola bi çocuğu yaşasaydı, duvar diplerinde öldü gitti yazık” sonra sonra konuşmaların seyri değişir “anam mayışından koymuştur kıyıya köşeye de onu da unutmuştur, birikmişi vardır, altını , eşyası nolacak, çocuğu da yok köydeki tarlalar ? şeklinde ince ince bakılır talancı gözüyle, hem laf lazım bi sonra ki duruma kadar. Kapısını bir kez çalmayanlar akın akın giderler , bu işlere bakan dernekler vardır, ölüm olduğunda ve sonrasında devreye giren ( hastayken demezler insanları bi toplayalım da bi ziyaret veya neyse ihtiyaç ) işte onların vasıtasıyla,.. Yedisine gelirler akın, akın, kırkı yapılır kaçmaz gelir. Ölümden sonra ki bu toplantıları bilmem pek de ilgilenmem. El gördü olayları yani. Dostlar alışverişte görsün. Yüzünü görmek istemediğimizin cemalinin en hoş göründüğü zamanlardır işte bu zamanlar. Sonra şairin “Ölüleri seviyorlar; körler öldüklerinde “badem gözlü” oluyorlar.Ölülerin ardından mevlüt okutuyor, helva dağıtıyorlar…” sözleri gelir sevgiden şikayette , sonra da içimden “sevmeyiiiiiiiiiiiiiiiiiinnnnnnnnnnnn” diye bağırmak gelir şair gibi… Geçenlerde köye gittiğimde hazır kazılı mezarlar gördüm ve bunu yapan insanların ruh halini merak ettim. Hazırcılık mı, yer kapmaca mı, garantileyim hırsı mı ? yoksa “bak benim ölümüm yaklaştı , mezarımı da hazırladım, az zamanım kaldı, birazcık ilgilenin benimle, sevin beni mesajlarımıydı ? ya da amaaaaannnnnnn koyverdim gitti ahan da mezarım onu da yaptım, umrumda değil miydi? Ne bileyim , bi gittiğimde halen yaşıyorsa soracağım … Cumartesi cumartesi ahanda böyle durumlar ben de… Ah bu havalar… Ben Neşet Baba dinleyip hüznüme hüzün katmak istiyorum bugün …
ÖLÜRSEN SEVERİM SENİ ! – Fidan Erol
Son Yorumlar
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Songül
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Suzan Tokmak
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Ceren
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Latife
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Hazal
En Çok Okunanlar
Son Yorumlar
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Songül
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Suzan Tokmak
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Ceren
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Latife
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Hazal
Bir cevap yazın