Önceleri bir sesin yansısına benziyordu
halkalı salınımı suya atılmış taşın
kurumuş yapraklarla biliniyordu mevsim
arabında kalmıştık bir fotoğrafın
.
unutmak sıradandı en güzel anıları
sayrıya dönüştü sonra
göçü kırılmış kuşlar gibiydik
.
kopkoyu kırmızıya
simsiyah grafiti
sessizce izliyordu çocuklar
.
üçüncü hamur kağıtlara yazıyorduk nicedir
yarım kalmış sözlerimizi
tam geliş saatleriniz
.
ansızın geceye düşen
sızgın bir ay ışığı
bulutların yol verdiği
.
yok oluşla adlandırıldı gülüşleriniz
ve sayrıya dönüştü sonra
belleğin keskin renkleri
kanattıkça imgeleri
düş ve gerçek ayrımını yitirdi
.
kopkoyu kırmızıya
simsiyah grafiti
.
bize kalan sessizliği bilgelik sanmalardı
ama hayat hep çocukları kanatıyordu
yüz yüzeydik kendimizle en çok da aynalarda
kimse bilmiyordu baktıkça ne görüyorduk
Bir cevap yazın