Öteki, Ünlü Rus Yazarı Dostoyevski’ nin en ilginç ve sürükleyici romanlarından biri olup; hem psikolojik çözümlemeleri; hem de bir insanın toplum içinde ne durumlara düşeceğini, yaşadığımız toplumsal düzende en çok nelere değer verildiğini ortaya koyan bir yapıtıdır. Hikâye tadında sürükleyici bir havası olan, akıcı bir dille yazılmış bu yapıt; aynı zamanda da bizi düşündüren, bir insanın hem iyi, hem de kötü yönlere sahip olduğunu, mutlak bir iyilik ya da kötülüğün söz konusu olamayacağını ortaya koyan bir eserdir. Eser, yer yer San Petersburg şehrine yönelik tanımlamalarıyla aynı yazarın Beyaz Geceler adlı hikâyesini, eserin kahramanı Bay Goladkin’ in uşağı Petruşka’dan bahsederek kimi zaman da Gogol’ün Ölü Canlar’ını da hatırlatmaktadır. Ayrıca devlet dairelerindeki memurların çalışmaları, birbirleriyle olan ilişkileri ve ast-üst ilişkileri ve eserin kahramanı olan Goladkin’in başından geçen olaylar ve içine düştüğü çaresiz durum bakımından Gogol’ün Palto’ adlı hikâyesini de andırmaktadır.
Roman, devlet dairesinde 7. dereceden bir memur olan Yakov Petroviç Goladkin’in doktoru Kristian İvanoviç Rutenspitz’i ziyaretiyle başlamaktadır. Alman asıllı doktor, mesleğinin gücü ve aldığı liyakat madalyalarıyla kendinden emin ve kendine güvenen biridir. Bu sayede hastaları karşısında son derece rahattır. Buna karşılık Goladkin, doktorun karşısında rahatça davranıp, konuşamamakta, kendini anlatmakta güçlük çekmektedir. Doktor, Goladkin’in benzer söz ve şikâyetlerinden bıktığı için daha önce ona söylediği tavsiyelere uymasını ve isterse kendisine reçete yazmasını söyleyerek onu başından savar. Yakov Petroviç Goladkin ise bir yandan doktora sorunlarını anlatmaya gidip; diğer yandan da kendi hayat anlayışının ne kadar erdemli ve doğru olduğunu söylemekte, doktordan da kendi sözlerine onay beklemektedir. Kendine yeterince güveni olmayan ve otorite karşısında kendini yenik ve güçsüz gören Goladkin, bu tutumuyla amirlerinin karşısında eziklik duyan, kendini zayıf hisseden, sorunlarını onlara yalvarırcasına yakınarak anlatan, otoriteden onay beklemeye çalışan, otoritenin onayını almaya çalışan, ancak böyle mutlu olmaya çalışan zayıf ve bağımlı bir kişidir. Bu tutumuyla 1980 sonrasında gezi parkı eylemlerine kadar Türkiye Toplumu’ndaki sıradan insanları yansıtmaktadır. Bunun dışında Goladkin, işyerinde dürüst, yardımsever, kimseye kötülüğü dokunmayan, sululuğu sevmeyen, onuruna düşkün, işlerine ve amirlerine bağlı, işlerini en iyi bir şekilde yapmak için elinden gelen her çabayı sarf eden bir kişidir. Ancak işyerindeki diğer memurlara benzememesi ve onlarla arasına mesafe koyması ve onlardan farklı olması, diğer memurların onu zaman zaman yadırgamasına ve ona karşı kimi zaman tavır almalarına yol açmaktadır. Ayrıca Goladkin’in topluluk karşısında ne yapacağına, nasıl davranacağına tam olarak karar verememesi, diğer memurlardan kendini daha farklı görmesi, onun özel toplantılarda da dışlanmasına neden olmakta bu yüzden de beğendiği kızla da konuşup ona duygularını yeterince açamamaktadır. Goladkin’in dairesindeki amirleri olan müdür yardımcısı Andrey Filipoviç ise üslerine yaranmaya çalışan, astları karşısında konumundan gelen üstünlüğünü kullanan bir kişidir. Goladkin’in şefi Anton Antonoviç ise rahat, babacan görünümlü, amirleriyle uyumlu bir şeftir. Goladkin’in çalıştığı dairenin en büyük amiri ekselans lakaplı general ise tüm amir ve memurların kendisine yaranmak için yarış ettiği dairenin en ayrıcalıklı ve imtiyazlı kişisidir ve bu görünümüyle günümüz Türkiye’ sinin bakanlarını ve müsteşarlarını andırmaktadır. Öte yandan Goladkin’in de dâhil olduğu memurlar bir yandan amirleri karşısında ezilirken ve onlara olan bağlılıklarını bir hükümdarın tebası gibi gösterirken, diğer yandan da kendi yanlarındaki uşaklara da bir hükümdar gibi davranmaktan kaçınmamaktadırlar. Özetle bu romanda anlatılan ve gösterilen memurların amirleri ve uşaklarıyla olan ilişkileri o dönemin Rusya’ sının otoriter toplum ve devlet düzeninin kısa bir özetidir.
Eser sadece otoriter ve ikiyüzlü bir toplum düzeninin kısaca bir özetini vermemekte; aynı zamanda insanların içindeki iyi ve kötü yönleri, mevcut toplumsal düzenin insanların bu yönleri üzerinde nasıl bir etki yaptığını da göstermektedir. Bunun en güzel örneği, günün birinde Bay Goladkin’ le aynı görünümde ve aynı adı soyadını taşıyan bir kişinin kendisiyle karşılaşması ve Goladkin’in çalıştığı dairede onunla birlikte çalışmaya başlamasıdır. Bay Goladkin’in ilk gördüğünde çok şaşırdığı bu kişi, onun adaşı ve benzeri olmakla birlikte onun kişilik bakımından tam tersi olan olumsuz bir örnektir. Baştan Bay Goladkin’e yaklaşıp, onun merakından ve yardımseverliğinden yararlanan bu kişi, daha sonra onun ardından ona karşı her türlü kötülüğü yapmaktan, yalan söyleyip, hile yapmaktan, onun çalışmalarını kendi çalışmaları gibi göstermekten ve hiç de hak etmediği halde bunları sahiplenmekten, amirlerine ve arkadaşlarına Bay Goladkin’i kötülemekten kaçınmayacaktır. Sonunda öteki Goladkin’le mücadele etmeye çalışırken, amirleriyle ilişkileri bozulacak, uşağı Petruşka’yı elinden kaçıracak ve memuriyetteki görevini de kaybedecektir. En sonunda ikizinin bulunduğu davette kendisini dışarıda görenler tarafından davete çağrılacak, ancak burada da deli muamelesi görecek ve davetten uzaklaştırılarak eski doktorunun bulunduğu bir arabaya bindirilecektir. Ancak arabada eski doktoruyla konuşmak istediği zaman onun eski doktoru gibi güler yüzlü, misafirperver biri olmayıp çatık kaşlı ve asık suratlı bir insan haline gelip, tüm ümitlerini yitirecek ve araba da bilinmeyen bir yöne doğru giderken roman da burada bitecektir.
Bay Goladkin’in adaşı ve ikizi olan diğer Goladkin’in erdemsiz ve ahlaksız, yeterli bir bilgiye sahip olmadığı halde amirlerinin gözüne girmesi nadiren görülen bir durum değildir. Bunun yanında ikiz Goladkin’in yalan söyleyerek ve hile yaparak Goladkin in arkadaşlarına kendini beğendirmesi, çürümüş bir düzende bu durum ortaya çıkmadığı sürece sahibine kazanç sağlayan bir durum olmaktadır. Ayrıca başkasının emeği olan bir eseri kendi eseriymiş gibi göstermesi ve bu sayede erdemli, iyi ve çalışkan bir insan gibi görünüp hızla yükselmesi de çürümekte olan ve çürümüş bir düzenin en önemli bir göstergesidir. Böyle bir düzende, iyi bir yere ve mevkie gelebilmek ve yükselmek için ille de erdemli, güçlü bir kişiliğe sahip ve yeterli bir bilgi ve donanımı edinmiş olmak gerekmemekte, güç odaklarına yaranan, sadece onlara hizmet etmek, menfaat için onların peşinden gitmek, onların yanlışlarını doğru olarak kabul edip, göstermek yeterli olmaktadır. Bu acı gerçek günümüzde de hem iş yaşamında ve toplumsal yaşamda; hem de uluslar arası ilişkilerde geçerlidir. Günümüz Türkiye’ sinde de özellikle pek çok alanda, politika da, medya da ve iş yaşamında bu tür insanlara sıkça rastlanmaktadır. Yalan söyleyen ilkesiz ve tutarsız politikacılar, iktidar, güç ve çıkar uğruna kişiliğini yitiren dönek yazarlar ve medya patronları, ihale almak için iktidarlarla kirli ilişkilere giren patronlar, iş yaşamında ilerlemek için arkadaşının ayağını kaydırmaya çalışanlar, memuriyet hayatında hızla yükselmek için sendika değiştirip, iktidara yakın görünen memurlar bunun tipik bir örneğidir. Bu durum sadece bu insanların bir başarısı olmayıp, toplumsal düzenin ve o düzende yetişmiş insanlarında buna uygun olmasından kaynaklanmaktadır. Nitekim her düzen kendi insanını yetiştirmektedir. Ayrıca erdemli ve kişilikli bir insanın düzenin ve çevresinin etkisi ve çıkarlarının güdüsüyle bozulup, tersine dönmesi de mümkündür. Nitekim romanı bir başka açıdan değerlendirecek olursak Bay Goladkin’in ikiz adaşı ve romanın sonunda Bay Goladkin’in doktorunun ona karşı tutumu ve tavrı bu şekilde de düşünülebilir.
Bu romanın en önemli özelliklerinden birisi de romanın kesin bir sonuca ulaşmadan bitirilmesi, sonucun okuyucunun hayaline ve yaratıcılığına terk edilmesidir. Bu yönüyle de Anton Çehov’ un hikâyelerini andırmaktadır.
Yazarı: DOSTOYEVSKİ
Çeviren: Nihal Yalaza Taluy Varlık Yayınları, Sayı:1193 On ikinci Basım: 2012
Bir cevap yazın