ANLATI 505
Belki Bir Gün – Berfin Durmuş
Belki bir gün gideriz yüreğim , farkında olmadan üstlendiğimiz sorumlulukları sırtlanmadan omuzlarımıza , ne dersin ? Var mısın bu şehrin kilitli kapısının anahtarını birlikte bulup çıkarmaya , ömrümü bir mahkum gibi dört duvarlarda hapis geçirmekten yana değilim bilirsin.Bırakıp gitmek fikri bu şehri , yüreğime her seferinde aynı sızıyı düşürse de gitmeliyiz yüreğim , çünkü sokakları […]
BİR HOBİ OLARAK BALIKÇILIK -Serhat Baris Ozhan
Sandalyemi, oturunca ayaklarım denizin üzerinde sallanacak şekilde, boğaza sıfırlayarak koydum kaldırıma. Hep öyle yapıyorum. Otururken ayaklarımı boşlukta ileri geri sallamak çocuksu bir özgürlük ve hafiflik hissi veriyor. Oltamı suya atmadan önce geriye yaslanıyorum, gözlerimi kapatıyorum. Gözlerden nefret ediyorum, diğer duyu organlarını bastırıp daha iyi çalışmalarını engelliyorlar. Bir düşünün, sonradan kör olan bir insanın diğer […]
Çocuk Cumhuriyeti-Selçuk KESER
Türkiye Büyük Millet Meclis’imiz 1927 yılından 1981 yılına kadar gelenek haline getirdiği 23 Nisan Çocuk bayramı; Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun 100. Yılı anısına UNESCO’nun oy birliği ile Atatürk yılı olarak kabul ettiği 1981 yılında; Bülent Ulusu hükümeti Türkiye Büyük Millet Meclis’ini çocuklara emanet ederek bu bayramın adının başına “Ulusal Egemenlik” kavramını eklemiştir. Egemenliğin […]
HAYATIN KIRINTILARI- SELVER KARACA
Pişmanlıklarım gözümden akıyor tek tek..Yalnızlığımı hissettirmeyen insanı, en zor anımda yanımda olan insanı kaybetmek üzereyim.Onun sevgisini ,onun güvenini belki de kaybettim haberim yok şu an. tek kelimelik bir deprem yaşıyor yüreğim.Üzerime geçmiş hayatımın kırıntıları sinmiş besbelli.Yılların getirdiği […]
Kısa Sarhoşluk -Hatice Dökm
en Otelin servis asansöründen beşinci katta iniyor. Meyve tabağı, çerez kasesi, viski bardağı ve buz kovasını dökmemek için elindeki tepsiyi itinayla sıkılıyor. Katlara yaptığı ilk servis değil ama şefinin, “Aman ha! Dikkat et. İyi müşterimizdir,” demesi biraz tedirgin ediyor onu. Gün boyu restoran ve havuz başı masaları arasında dört dönerken yorgun düşen dizleri ağrıyor. […]
Amân -Seyhan Kara
Her hayırdaki şerri görmeye başladığında anlam kazanıyor gökyüzündeki her bir yıldız. Görmeye başladığında her hayırdaki o şerri. Her bir yıldız. Aslında yalnızca hidrojen ve helyumdan oluşan bir plazma küresi olan her bir yıldız. Güneş ışığı etkisi altında kalmadığında görünebilen, sahtekâr ve niteliksiz her bir yıldız. Gündüz oldu mu bir tane bul. Sıkıysa bir tane bul! […]
GÖKYÜZÜ MAVİDİR- Rana Bilecan
Kadın yine aynı heyecanı yaşıyordu. Adamı görmeden önce, her yaklaşan adımında artan heyecanını yine yaşıyordu. Onu göreceği için mutluydu. Zaten onu göreceği zaman hep mutlu olurdu. Çok kötü bir gün de geçirmiş olsa, sadece adamı görme olasılığı bile tüm kara bulutları tepesinden savıp bir güneş gibi doğuyordu dünyasına. Adamın sıcacık gülümsemesini düşlemeye başladı. […]
Susuz Vaha -Günay Aktürk
Artık gitmesi gerekiyordu adamın. Biraz daha kalmak istemez miydi? Pek mümkün görünmüyordu bu. Ayakkabılarını giyerken ağırdan aldı. Derince, umutsuz bir nefesi boşluğun sırtına vurup, unuttuğu bir şey var mı diye ceplerini yokladı. Tastamamdı her şey. Gönülsüzce bir kapıya, bir sönük gözlerine baktı kadının. Kadın her zamankinden daha alımlı, hatta fazlaca güzel göründü […]
TEREDDÜTSÜZ GÖÇ-HAKAN BİÇER
Kendimden senelerce uzak hissediyorum kendimi. Bazen yaklaşır gibi oluyorum, fakat ben yaklaşınca kaçıyorum. İçimi ezip geçen, kimi zaman kabartan kimi zaman söndüren bu hain gelgit olayı beni her gün mahvediyor. Saat gürültüleri geçen zamanın ne kadar adi geçtiğini fısıldıyor. Çocukluğum, bir utanç vesikası gibi karşımda duruyor bazen. Bazen ise yegane övünç kaynağım, sarılıp ağlayacak […]
ASİTLİ ÇARESİZLİK -MEHMET AYDIN MEYDANİOĞLU
Yok olmuşlukların buluştuğu noktadayım aşıklar için iyi bir yer dediler bizde girdik; mekan güzel de aşkı biliyorsunuz saniyesi saniyesi can yakıcı, fazla asitli öldürdüğünü bile bile içiyoruz ya, hatayı da biraz bizde buluyorum ama ne yapalım? Bağımlıyız paramızın yettiğinden daha fazla bağımlıyız, bozuklukların gıcırtısı susturamaz yürek denen piçi o susmadıkça ben daha çok susuyorum sana çok susuzum bir bardak dert daha versene. Ölüm doğuran kız, bir bardak daha söz […]
Tırnak İçinde Bir Acı – Özge Şentürk
Adam bütün acısını çayın demine bırakmıştı. Halbuki o güne dek çayı hep açık içerdi. Adam, acılarını esen rüzgara bıraktığını düşünürken aslında yudum yudum içine çekiyordu. Acısı tazeydi; çayı gibi ama birazdan rüzgarın etkisi ile çayı soğuyacaktı. Gözündeki yaşta soğuyacaktı ama ya acısı ? O nasıl soğuyacaktı. Annesini toprağın altına bırakmanın acısını ne soğutacaktı ? […]
BU GECE- tutmayanritim
Gece öyle durgun ki öyle soğuk ve sessiz Bu gecede bir sigara var içime çektiğim bir de sen varsın. Ama sen de yoksun yanımda. Şuramdasın. Öylece duruyorsun. Sokakta çıt çıkmıyor şimdi gece nasıl da örtüyor her şeyi Seni düşlüyorum senin beni düşlemediğini bilerek. Senin için hiçkimseden farkım olmadığını bilerek. Senin başkasını düşlediğini düşündüğüm an, bir […]
ÖLÜ SESİ -Bediha Taşer
Ellerimi bir birine dolaştırmıştım korkuyla karışık bir histen muzdarip, onları açmaya çalışırken parmaklarımda kurban olmuştu bu karmaşaya. Bu arada kitlenmiş olanları izliyordum. Son kelimeler düşünce dilinden, hüzünlü bir sessizlik kaplayınca etrafı, başınını hafif öne eğip parmaklarındaki anlamsız karışıklığı izlermişsin. Bu durum galiba garip bir dua şekliymiş ya da Allahım neden diye soran kelimeleri iletme çabası. […]
Son Yorumlar