ANLATI 505
İLK SAHNE – Özhan Ulaş
Zamanın insanlara sunduğu en kötü günlerin hakim olduğu bir dönemdeydik. Özgürlüklerin yokedilmekte olduğu, sanata, sevgiye ve barışa olan nefretin kendini hiç sakınmadan, usanmadan gösterdiği şehirlerin sokaklarındaydık. İnsanlar yasaklanmış düşüncelerle oradan oraya savrulmaktaydı. Sert rüzgarda dengesini kaybedip yere hızla çakılan kanadı kırık serçe gibi. Korkunun bütün iliklere işleyişi ve esaretin vazgeçilmez olduğu düşüncesiyle yaralı serçeyi […]
kapılar – zeynep karaca
Kapılar “bir bir açıldı kapılar Buruşmuş eliyle kapattı tavlayı Orhan -Öğren de gel, oğlum Kemal, suratını astı. Bu ihtiyarı bir türlü alt edemiyordu. Oysa bugün üzerinde bir dalgınlık vardı. Sırasını takip etmiyor, dakikalarca düşünüyordu. -abi, neyin var? -kemal, halletmem gereken işler var. -peki, dedi. Yardımlık bir şey olursa -sağol, aslanım Gelen müşteriyle Orhan içeri girdi. […]
BİR TRAŞ HİKAYESİ – Sipan Dündar
Kavruk geçen bir yaz günü, sabahı güneş ısısı iyice hissedilsin diye, öncesi etraf buz keserdi. Soğuk, ölü bir el gibi dokunmuş, o vakit uyanmıştım. Hava yeşilceydi, daha tan vakti bile değildi. Uykulu gözlerle manzarayı izledim, sonra odaya geçip koltuğa serildim. Bir kaç saat sonra çayda şekeri karıştıran kaşık sesine uyandım. Bir iki gerinip lavaboya yollandım. […]
ATEŞ VE SANAT – Günay Aktürk
MÜJDAT GEZEN VE FALANCA BİR ADAM Adı her neyse işte… Bilmem nerede doğup büyümüş. Belli ki okumuş iki satırını üç beş kelamın! Ama okuduklarından pek bir şey anlamamış. Eline aldığı her kitabı (mutlak dokunmuştur onlardan bir kaçına) “Nece yazıyor bu yahu” deyip yıllarca düşünmüş durmuş. Düşünmek! Dilimize yabancı! Sonunda düşünmeye değer bir […]
DEĞERLİ SANDIK – Erhan Tığlı
Aydın Apaydın işten yorgun argın gelmişti. Tam bir oh çekip oturacağı sırada kapı çalındı. “Sırası mı şimdi?” diye söylenerek kapıya doğru yürüdü. Alacaklı gibi çaldığına göre ev sahibi olmalıydı bu. İyi ama her ay kirayı maaşını alır almaz öderdi, gürültü yapmaz, evi temiz tutarlardı. Niye gelmişti acaba? Kiraya yüzde yüz zam istemişti […]
SEÇİM VE DEMAGOJİ – Tamer Uysal
Her doğan günle biraz daha Arsız bir bulanıklıktır şimdi Duru sularımıza yayılıp giden Aydınlığı yenilmiş ülkemde (Ferit Durmuş) Tabiat ana Anadolu’yu renkten renge boyamış: Ege ve Akdeniz’i maviye, Karadeniz ve Marmara’yı yeşile, İç Anadolu’yu sarı’ya Doğu ve G.Doğu’yu kahve rengine. Siyasal haritaları bir yana bırakıp elimize coğrafya (fiziksel) haritayı aldığımızda […]
BOĞAZ’IN KAYIP RUHLARI -Kerem Nadir Özcan
Çantasından yere saçılan ilaçları, bir an önce toplayıp gitmek istiyordu bulunduğu yerden. Şiddetle esen rüzgar mantosunu havalandırıyor; Boğaz’ın suları her eğilip kalkışında garip garip sesler fısıldıyordu kadının kulağına. “Ruhlar…” dedi, kendi kendine, “Ruhlar gibi özgür olmak isterdim bende… “Kadın, hayata gözlerini yuman her insanın feraha eriştiğini düşünüyordu. Diğer günler gibi anlamsızdı, o günde. […]
Monotonluk Maratonu – özge şentürk
Günlük rutinler… Gece yat, sabah kalk, kahvaltı yap, işe veya okula git, eve gel, yemek ye, tekrar yat. Bu günlük rutinler kimi zaman insanı adeta depresyona bile sürükleyebiliyor. İnsanoğlu işte ! Tek düze bir yaşamdan ne kadar da çabuk sıkılıyor ve devamlı yine tek düzelik içerisinde birilerine hayatının ne kadar da monoton olduğundan […]
YOL DÜŞÜNCESİ – ARZU GÖKBAŞ
Yol düşüncesi ne kadar ayrı herşeyden. Duygusuzluktan ayrı. Sonra politikadan. Çirkinliklerden ayrı. Umut dolu. Her ne kadar hüzün kuşları uçuşsa da kaldırımlarda, ağaç dallarında… Güneş okşuyor saçlarımı. Yağmurlu günleri sevmem diyorum ya hep. Bir daha güneş açmayacağının korkusu bu. Eskimiş hanelerin yıkıntısı, çatlamış dudaklarıma benziyor. Geçtiğim yollar mı beni bu denli hüzünlü yapan? Yoksa […]
Müsvedde – Woang LoL
Kendimi öldürdüğüm için bana kızmamalısınız,kendinize kızmalısınız.Demekki hiçbiriniz beni yaşamaya itecek varlıklar olamamışsınız.Hiçbiriniz gerçekten hayatımda varolamamışsınız.Bana kötü hissettirmek haricinde hiçbir şey hissettirememişsiniz.Sizin yeteneksizliğiniz beni ölüme sürükledi.Sizlerden nefret ederken bile sizleri sevmeyi denedim,fakat bana sizi sevmem için hiçbir sebep sunmadınız.Ya aşırı sevgi öldürüyor insanı,ya aşırı sevgisizlik.Ben ikisinden de yoksundum.Beni hiçliğe,boşluğa,karanlığa hapsettiniz,sonra da karamsar olduğumu dile getirdiniz.Beni karamsarlığa […]
Mevsimsiz Duygular-Gürsel Özkır
Kirli saçlarıyla yağmurda damlaları yıkarcasına mevsimleri ağlatırdı… Sol yanı yerini koca bir empati vadisine armağan bırakmıştı, Ne bir hediye, ne bir yakınlık, ne bir aşk ne de bir ses isterdi… Sükut kesilmişti her bir yanı, minnet yükü kendisine oldukça ağır gelmişti, Ne bir kelam, ne bir selam, ne bir belam ne de bir alem isterdi… Eli, gözü, gönlü oldukça doymuştu her […]
Bak ve Gör -Rana Bilecan
Sabah erken kalkıyorsun. Kahve yapmak için mutfağa gidiyorsun. Hangi bardakla içeceğini düşünüp en sevdiğin kupanı seçiyorsun. Ama hangi kaşıkla karıştıracağın önemli değil. Onu düşünmüyorsun ve bir kaşık alıyorsun. Her zamanki gibi tek şekerli kahveni yapıp mutfak masasına oturuyorsun. Sigaranı yakıp bi’ süre pencereden dışarıyı seyrediyorsun. Sonra müzik dinliyorsun ya da haberleri okuyorsun. Kahvenin bitmesine yakın […]
FATİH SULTAN MEHMED -KADERİN OYUNU- MESUT KIRCA
2.Murad Han Kuranı kerim okumakla meşguldür.Kapı çalınır müsaade istenir ve Padişaha durum arz edilir.Peki nolmuştur?Padişah yüzünde içten bir tebessümle karşılamıştır haberi ve hafifçe doğrularak Kuranı Kerimi yüksekçe bir yere bırakır.Aynada kendine bir çeki düzen verir ve hemen kapıdan çıkarak yola koyulur.Valide sultan padişahı görür görmez mutluluk çığlığı atmak ister ama kendini tutar.Padişah hazretleri de […]
Son Yorumlar