ANLATI 505
ORTAÇAĞIMIN ŞEYTANI – Mustafa TOKGÖZ
Eve gidecektim. Durakta beklerken, arkadan yanaşıp; kolumu tuttu. Döndüm; yaşlıca bir kadın: “Orta çağda; şeytan, insanların içine, kulaklarından girermiş.” Dedikten sonra; montumun şapkasını, başıma geçirdi. “Ama bunun da faydası yok. Artık her yerden girebiliyor.” Gülerek tamamladı, sözünü. Sarı dişlerini gördüm. Bende güldüm. Zoraki bir gülüş; biraz şaşkınlık, biraz tedirginlik. Uzaklaştı. Olduğum yere çivilenip, kalmıştım. […]
TUTİCORİN HATIRASI – Kadir Eken
Geminin Pruvasında otururken arkamdan sessizce yaklaştı. “Paşam dalmışsın” dedi. Geriye döndüm. “Gel beraber dalalım.” “Yapma şöyle soğuk espriler. Yine ne düşünüyorsun?” dedi pişkin pişkin gülerek. “Miço Ahmet, rahat bırak beni. Reise söylerim boş boş durduğunu.” dedim intikam alırcasına. Sessiz adımlarla uzaklaştı Miço Ahmet. Sonsuzluğa diktim gözlerimi, masmavi denizin sakin sularında yalnızlığımdan bir yudum daha […]
HASTA İLE AŞIK-Serdar Şen
Koridordaki kalabalığın uğultusuna duymuyormuşçasına dakikalardır ses çıkartmadan oturan yaşlı kadın boş boş etrafa bakıyordu. Kocasının gözucuyla kendisini izlediğinin fakında değildi. Adamın yüzüne yansıyan kaygıyı beyaz sakalları gizlemeye yetmiyordu. Yüreğinin derinliklerindeki sevgiydi yüzünü kaplayan aslında. Yarım asrı aşan evlilikleri boyunca kalbinde yeşerip büyüyen duygular dilinden dökülmemişti şimdiye kadar. Karşılarındaki numaratör sıralarının geldiğini bildirmeseydi de kalbinin […]
YİNE SORGULATANIN İNADINA – Elif Yavuz
Yazdıkça mı yoksa yaşadıkça mı gelişir acaba yazılarım? Yoksa düşledikçe mi yeşerir umutlarım ? Böyle dersem de alıntı yapmış gibi mi olurum, Alıntılarım geliştirir mi yazılarımı, Farklı düşünceler iter mi ileriye beni, Her yazışımda neden sorgularım kendimi, Yoksa sorgulamak için mi yazıyorum, Sorgulanmaya doyan bir dünya adına, “Bu nasıl dünya!” diyenlerin inadına Haberi yok […]
KRAVAT – Ali Akkoç
Aralık ayının son günlerini yaşadığımız bir kış günü işe geldiğimin sabahında başımdan hem komik hem de dramatik bir olay geçti. O sabah memurların arabalarını bıraktığı, gülüp eğlendiği, hava aldığı ama benim ise yalnızca sigara içmek için kullandığım iş yerinin bahçesinde öylece bekliyordum ama inanın neden beklediğimi de bilmiyordum. Hava da nasıl soğuk, sere-serpen […]
MONOLOG YAŞAMLARDA KİNETİK HAREKETLER -Sevim Demiröz
Sabah saatleri… Arabanın vitesini beşe aldım. Hızım o kadar artmıştı ki sağ şeridin beyaz çizgilerini ekvator çizgisi gibi tek parça görmeye başlamıştım. Önümdeki keskin virajları direksiyon hâkimiyetimi kaybetmeden alıyor, sağ tarafımda güneşle sevişen mavi denizi göz ucumla selamlamanın keyfini sürüyordum. Merhaba dünya, merhaba yeryüzü, merhaba bu yeryüzünde insansız yaşam sürebilen bütün canlılar! Tanrı tarafından sanki […]
UMUDUN RESSAMI OLMAK – Zafer SARAÇ
Bir yerde yaşam varsa, orada umut vardır. Marcus Tullius Çiçero Umut , yaşamamıza vesile olan kıymetli bir tılsım. Bir an için umutsuz olduğunuzu düşünün, sanki kalbe ulaşan ana damarlarınızdan biri kopmuş gibi olur. Çünkü kalbimizi besleyen damarlar gibi umutta yaşama gücümüzü besler. Yaşam bir kilim gibi işlenirken, geleceğin motiflerinin nasıl olacağını zihnimizle çizeriz. Kendimizce […]
MARTI DÜŞÜ – Çelebi ÖZTÜRK
Hafif bir rüzgâr saçlarımı yalıyor. Yanağımı ılık ılık okşuyor. Pardösüm, martılarla yarışırcasına havalanıyor. Martılar, havalanan pardösümün rengini tanıdık buluyor olmalı ki tepemde yavaş yavaş dönmeye başlıyorlar. Deniz kıskanç, kim bilir ne hainlik düşünüyor! Çiftlikten yeni indim. Kuş sesleri arasında, dalların birbirine çarparken çıkardıkları zil sesli nağmeler ve kuzu seslerinin çıkardığı kemani sesler arasında keyifli […]
İNCE DUYGULARIN ŞAİRİ: KEMALETTİN KAMU – Ahmet URFALI
İNCE DUYGULARIN ŞAİRİ: KEMALETTİN KAMU Ahmet URFALI Çoruh Vadisi’nin nazlı bir gelinidir Bayburt. Türk dünyasının ulu bilgesi Dede Korkut’un memleketi kabul edilir. Bu topraklarda Türkçe’nin destanları, türküleri söylenir. Anadolu’nun her bir köşesinde olduğu gibi, bu yörenin de insanları duygu yoğunluklarındaki duyuşlarını şiir olarak deyiş hâline getirirler. 1901 yılında Bayburt’ta doğan Kemalettin […]
Bir kez Sabah Daima Gece – PINAR AYDIN
Arayışlarımın çaresizliğine uyandım bu sabah. Halbuki dün gece aylar sonra ilk kez esnemenin verdiği heyecan ve uyuyabilecek olmanın umuduyla yatağa koşmuş ve başımı yastığa koyar koymaz da uykuya dalıvermiştim. Yeni bir sabah ve ellerimde; uykunun iyileştirebileceğine dair inancın koskocaman hayalkırıklığı ve kapkara bardağımda zift gibi kahvem var. Mutfağa nasıl geldiğimi bilmediğim gibi çalışma odama nasıl […]
Bakıcı Kız* -aysu altaş
On üç yaşındaki genç Varna,kucağındaki sepette hanımının bebeğine göz kulak olmaya çalışırken bir yandan da yanında yürüyen yedi yaşındaki kardeşi Toto’ya sahip çıkmaya çalışıyordu. Uzun süre yürüdükten sonra Varna hanımının bahsettiği vadiye geldiğini anladı;kadın çocuğu buradan alacaktı. Uzun boylu olmayan bir kayın ağacının altına oturdular. Varna sepetle birlikte bebeği yanına indirdi,sonra da sepetin altından […]
Uyumadan önce ruhu diyor ki – gül çandır
Boğulduğun bir hayatın parçasıysan eğer, tüm resmi yırt,, paramparça bir resmin kırılan çerçevelerinin üstüne bas,, çerçevesi yoksa eğer kimin umrunda, git ve uyu. Tekrar uyan hayata, başka bir sebeple, başkasının hayatını yaşa, kaç soluksuzca, git ve uyu. Unut kendini, bırak çalsınlar hayatını ,, nden, sevmeden yaşar mı insan,, dert etme sen, gün biter, gece olur, […]
AŞK-DİDEM SAYAT
Yine erkenden geldim. Huyumdur. Etrafıma bakımdım umutsuz gözlerle. Benden başka gelen yoktu her zamanki gibi. Garsona ayırttığımız masayı sordum, gösterdi. Ağır adımlarla masaya yanaştım. Bir sandalye çekip oturdum. Üniversiteden arkadaşlarla buluşacaktık. Bilmem kaç sene oldu görüşmeyeli. Yıllar geçip gitmiş ben farkına varmadan. Montumu çıkardım. İçerisi oldukça sıcaktı. Boş sandalyelerden birinin üzerine koydum, çantamı […]
Son Yorumlar