ANLATI 505
Gurur – Yusuf Yılmaz
Küflü, beyazımsı sabah ayazından kalma, soğuk ve kuru bir hava. Yanakları, kulakları kızartacak kadar. Olsun. Sevdiği ile bulaşacağı her gün güzeldi. Hazırlandı. Hep böyle yapardı. Yıkanır tıraş olur. Temiz giyinir. Parfüm sıkar, öyle çıkardı evden. Yalan yok kıskanırlardı. En çok da Memet. Her zaman ki gibi kırmızı bir gül aldı. Yüzünde kocaman gülücüklerle gitti […]
Rahvan- Hakan Gülçay
Sıdıka Gelin orağı bıraktı oracığa. Tülbende sardığı azığının ağzı sıkı sıkıya bağlıydı. Sabırla açtı. Taşmadı elbet sabrı. Telaşla bağırdı Sıdıka Gelin. “Rahvan Karı! Gel hele. Güneş yakmadan iyicene doyuralım aç karnımızı.” Rahvan Karı gülümsedi. “Bekle az hele.” Dedi. “Az yolayım şunları, geliyom hemen.” Atlara baktı usulca. Gözü salık ipleri aradı. Buldu aradığını. Sıdıka Gelin arkasından […]
Canımı Yakıyor- Feyza Nur Tanrıkulu
Yılmadan, yıkılmadan, tükenmeden, bıkmadan beklemek. Gece gündüz dualarında hep onu istemek. Ama aynı zamamda gidenin eski gelen olmadığını bilmek. Yıllarca hiç yorulmadan beklediğin adamın geldikden sonra gitmesine göz göre göre izin vermek. Sonra sadece hayallerinde yaşamak onu. O gülüşünü rüyalarda görmek, kokusunu ise sadece rüzgar estiğinde hissedebilmek canımı yakıyo anlatabildim mi? Unuttum derken bile seni […]
Bir Ayrılık Hikayesi – Mustafa Hazırcı
Bir gariplik olacağını yatağımdan yarı uykulu şekilde kalkınca anlamıştım. Anlamını yitirmiş bir güne uyanmak hiç bu kadar zor gelmemişti. Utanç verici bir günün ardından zor atmıştım kendimi yatağa. Zor bir ayrılığı kapının dışında bırakmıştım ama ruhumda kapı dışarı edilmişti bedenimden. Daha önce hiçbir otogar böylesine şiddetli, keskin ve tepeden tırnağa bir ayrılıkla sınanmamıştı. Sınavdan başarıyla ayrılan birer talebe olamadık maalesef. Ben […]
SARKAÇ -Mecit SELÇUK
Tik tak, tik tak, tik tak… Yan odada duvarda asılı duran, baba yadigarı saatin sarkacı en olunmadık yerde ve zamanda yine o her zamanki gıcırtılı hali ile başımı ağrıtmaya devam ediyordu. O kadar sessiz, gürültüden uzak ve hatta kimsesiz ki hayatım elimde avucumda olan her şeyi un ufak edip bu eve tıkamışım.Evin her odasında […]
Biber Gazı Parfümü –
Roll-on denilen türden, masum bir erkek parfümüydü. Hani kapağının altındaki dönen top marifetiyle sürülen… Apartmandaki bir komşu-satıcıdan alınmıştı. Bilirsiniz o satıcılıkları; apartmanda ya da aynı şirketteki beş kişiden ikisi satıcıdır. Diğer üçüne her ay bir şeyler satarlar. Erkek-kadın parfümleri, şampuanlar, bijuteri ürünleri (bujiteri değil, o sanayidedir)… Günlerde ya da ofiste öğle molalarında toplanırlar. Kataloglar […]
MOR – Özgür PUYA
Mıstık amca dedim, Moru bulmalıyım. Ayağa kalkıp, bir sokak savaşı gazisi olduğundan sağ ayağı topaldı, yampiri adımlarla dönmeye başladı dükkanda. O döndükçe şu dört gün, Moru kaybedişimden bu yana, ötesinden berisinden sünüp de etrafımda örülen kalın duvarlarıntaşı tuğlası oluyordu. Bulmalıyım onu Mıstık amca. Eğer onu bulamazsam hepimizi mahkemeye verir, sürüm sürüm süründürür, hapislerde çürütürüm […]
Yazı- Berk Bozbel
Ramazan çok boyutludur her insan için. Bir kapıdan girersin diğer kapıdan çıkarsın. Yada ilk girdiğin kapıdan sonra yere çömelip gökyüzünü uzunca seyredersin. Fırsat üstüne fırsat, gülmeler, eğlenmeler ve en sonunda karanlık bir köşeye çekilip inziva vakti. Geçen Ramazan babamın doğum gününde ona birkaç sene evvel maddi imkansızlıklardan dolayı satmış olduğu “Adler” markalı, 1979 doğumlu daktilosunun […]
AŞKIN LÂL HALİ – Metehan ÖZKÜN
Zamansız açmıştı bu sefer gökyüzü. Ruhumuzun bulutlu hali, halâ ihtiraslı bir biçimde nüfuz ediyordu gözlerimize. Ellerim terliyordu. Elleri soğuktu. Göz pınarlarımıza ağır gelen yaşları büyük bir gayret ile saklamaya çalışıyorduk. Sormadığı halde, “ Sorma.” dedim, sırf sorsun diye. Sustu! Sevmediği halde, “Sev” demiştim , sırf sevsin diye. Güldü! “Aşk, bir gülme biçimiydi oysa. […]
Kısır-Döngü – Volkan BAĞÇECİ
Kanımda dolaşan şarap gibi kışkırtıcısın… Her yağmur damlası sıcak bedenime vurduğunda irkiliyorum sığ sularında, derinlerde boğulan bir balık misali.Artık kızmıyorum yaşama…O kadar mutlu ve içten gülümsüyorum ki; sanki bir tiyatro da bir drama oyununda ki komedi oyuncusuyum.Her çelişkinin çarptığı yerdeydim,(Kısır-Döngü) kavramlarını akrep, yelkovanı her öpüşünde ezberlediğim bir dua gibi yinelerken.Artık ayaklarım nasır, bastığım yerler […]
ALAİMİSEMA’DAN -Ayşe Asrın Yılmaz
Gökyüzü yağmurdan sonra terk edilmiş gibi. Yeryüzüne beslediği muazzam aşkı daha da çok hissettiriyor. Yanımdakinin omuzlarına düşen saçlar her rüzgâr esişinde şahlanıp köprücük kemiklerinin üzerine düşüyor, boğuk nefes alış […]
YARIN SAVAŞTA BENİ DÜŞÜN – Sevim Demiröz
Direksiyon başında küfretmediğim tek bir atom parçacığı kalmamıştı ki havaalanının otopark girişini gördüm. Alelacele arabayı park edip, bavulumu vıcık vıcık beyaz ışık kusan alana, öfkeden deliye dönüp karısını saçından sürükleyen adam edasıyla sürükleyerek girdim. Güvenli geçiş kapılarından geçerken bizden değil de üzerimizde taşıdığımız sert, sivri, yanıcı, patlayıcı maddelerden nasıl korktuklarına bir kez daha […]
Vatan Nedir?- Gülbahar Yılmaz
Vatan; asker ve polisin uğruna öldüğü şey midir? Peki buradaki ‘’şey’’ nedir? Sınır mıdır? Bir şehirden bir şehre midir vatan? Somut, sınırlı, renkli, şarkılı, marşlı, içinde insanlar olan, kanlı-savaşlı, bölünmesi yasaklı atadan miras bilmem kaç parsel toprak mıdır? Vatan sağa yakın, devletlilerin dilinde heybetli, çocuklar taş atınca yıkılacak camdan duvar mıdır? Sevmek zorunda olduğumuz –madem […]
Son Yorumlar