ANLATI 505
KÜRT MUSTAFA – galip önlü
Mustafa siyah çantasından bir flüt çıkarıp ağzına dayadı. Elleriyle bilinçli bilinçsiz delikleri kapatırken topladığı bütün nefesini verdi. Garip, anlaşılmaz sesler çıkıverdi. Dudaklarının arasından çıkardı. Sinire bürünmüş kırmızı suratı ile ters ters baktı. Konuşmadan, bir daha denemek için dudaklarının arsına iliştirdi. Üfledi. Yine düzgünce çalamadı. Kaldırıp attı öbür tarafa. Başını sallayarak ‘’seni bir […]
TABAKTA HİPOKAMPUS -merve balcıoğlu
Farklıydık, Aynıydık, Yaşıyorduk! Her şeyin mümkün olduğu bir dünya hayalleri arasında, her yerde, sayısız canlı beden yeni tomurcuklarını toprağa şenliklerle döküyor ve mucizevi sergilenişlerini, içlerinden aldıkları ilhamla izliyorlardı. Doğa ne kadar da cömert yaklaşıyordu onca orantısı bozuk güce hatta bazen gücü olmayana karşı. Öğleni yeni atlattığım bu saatlerde henüz huzurla bahçe işlerine […]
Bastırılmış Benlikler: Hitchcock’un Ölüm Kararı -Taflan Deniz
“Sarışınlar çok iyi kurban olurlar. Kanlı ayak izlerini gösteren bakir kar gibiler.”Alfred Hitchcock “Ben tür yönetmeniyim. Sindrella’yı film yapsam, insanlar at arabasında ceset ararlar.” Alfred Hitchcock Cinayet ve gerilim türlerinin kült yönetmeni Alfred Hitchcock, ‘Gerilim Ustası’ (Master of Suspence) lakabını kazanma yolunda birçok farklı temayı filmlerinde işledi. Ele aldığı hikâyeler ne kadar çeşitli olursa olsun; […]
MERHEM -Elif Yavuz
Niye sürekli aşk şarkıları dinliyoruz? Neden bu insanlar hep acı çekiyorlar? Bu sanatçılar bu şarkıları nasıl bizmişler gibi hissettirerek söylüyorlar , nasıl her seferinde bizi anlatıyorlarmış gibi geliyor? Neden aklımızdakini kağıda döküyor bu besteler? Müziğin nasıl büyülü bir etkisi var ki her ritim darbesinde bir gözyaşı ,ani bir kalp ağrısı,derin bir nefes, bir tebessüm ya […]
Hayat Sokakta Oynansa da Tavanda Yaşanır – Efe Nazım Arslançelik
Ne çok şey anlatıyordu tavan, gelmişini geçmişini yüzüne vuruyordu. Kimi zaman seviştiğimiz geceleri izliyor kimi zaman kavgalarımıza şahit oluyordu. İlk kez sensiz bakıyordum. Tavana ilk kez inciniyor vuslat ve siyahın tonlarında beyazı arıyordum. Duvarların ayıbını resimlerle kapatıyorduk. Söyleyin bana tavanın ayıbını hangi resim örter, geçmişin lekelerini hangi kadın öper, Annem öperdi. Bazı yaralar öpünce […]
HUNTINGTON – Semiha Civirci
Yine soğuk bir gündü , belki havanın sıcaklığını tenimde hissedebiliyordum fakat kalbimde kopan fırtınalar bedenimi esir alıyor, hiç bir sıcağa yenilmiyordu . Üzerime gelen duvarlardaki keskin rutubet kokusu ciğerlerime işlerken kararmaya yüz tutmuş bir bez parçasıyla pencerenin kenarından giren rüzgar ve o garip uğultusunun önünü kapattım . Bu uğultu kimileri için ürkütücü bile sayılabilirdi […]
ÇOCUKLUĞUM -Uğur DEMİRCAN
Kıpkırmızı toprağa düşen iri yağmur damlalarından mütevellit, Nevzat Bey tepesindeki çam ağaçlarının diplerinden yükselen çemenli toprak kokusu, benim ilk ve tek bağımlılığımdı. Çocukluğumun resmi tarihi, sıcak bir kovboy filmi pazarında başlamışsa da bana göre tam olarak, yaz akşamüstlerinin ani bastıran yağmurlarının serinliğinde, ellerini açıp ‘ver allahım ver’ nidalarıyla semazen misali dönen çocuklardan biri […]
Hiç Çocuk Olmamış Gibi – Ece Yavaşcan
“Büyümek güzel değil. Geçen her gün, her dakika aklım ve kalbim bütün hayal kırıklığıyla şahit oluyor buna. Gördüklerim, duyduklarım ve yaşadıklarım… Oysa çocukken ne kadar da güzeldi her şey. Tek endişemiz terli terli su içmemekti;salıncak sırasını kaçırmamaktı ya da apartmana giren bir kedinin yavrularına gizlice süt verme savaşıydı ruhun tüm saflığıyla. Oysa en çok […]
Figüranın Ölümü – Ayşe Gül Selamoğlu
Küçücük odanın üçte birini kaplayan masaya tiksinti ile baktı. Üzerindeki mavi beyaz muşambadan sadece eskimiş ayakları gözüküyordu. Bu şehre geldiği ilk gününü hatırlatıyordu bu masa. O güne de, talihine de küfrederek masaya yöneldi ve üzerindeki sakinleştirici haplarından 2 tane içti. Hapları yutacağı sırada gözüne kostümü çarptı, papyonunu gördüğü sırada ilaçlar boğazında düğümlendi ve […]
ÇOCUKLUĞUMDAN – nizamettin korucu
Çocukluğum pantolonu; aşırtmaları pantolonum. Kemer yerlerinden sağlı sollu, omuza çapraz atılan ve tekrar pantolonun kemer yerinde düğmelenen pantolonum. Paçaları bilek hizasında kadifeden pantolonum. Yaz kış sadece gerliğe ( misafirliğe ) gittiğimde annemin değiştirdiği pantolonum. Kumaş pantolonla ortaokula başladığım yıllarda tanıştım. Okul dönüşü kumaşı çıkarıp tekrar kadifeyi giyerdim. Mintanım ( Gömleğim ): Gömleğimin bileklikleri, toprakla […]
Söylesene bana senin yalnızlığın kim? – Volkan BAĞÇECİ
Madem ki duymak istiyor kulakların; öyleyse haykırıyorum dinle beni… Kanatlı bir gece kelebeği kadar hafif, başına geleceklerden habersiz, hoşuma gidecek yerde konaklayacak kadar saydam ruhum. Her defasında kendimi korumak için uçup kaçıyor, uçup kaçtıkça genişleyerek ağırlaşan ruhumu hiç bir bedene sığdıramadığım zamanları anımsıyorum. Oysa dönüşüm yıllarımda taşıdığım onca ağırlık soluduğum havanın katmanların da zehirlemişti bedenimi […]
Hece Taşları Aylık Şiir Dergisi 18. Sayısı Çıktı….
Sevgili insan ben neredeyim dergi orada. Hece Taşları Dergisi 18. sayısı ile birlikte bundan sonra Kahramanmaraş’taydım. Derginizin 18 sayısı ekli dosyadadır. İlgi göstermenizi ve dostlarınızla paylaşarak sesimizi çoğaltmanızı istirham ederim. Selamlar saygılar Tayyib Atmaca Bülbül olmuş gülistanı beklerim Geçti cahil ömrüm gülizâr deyu Azgındır yaralar kabul etmez em Ya kime varayım yaram sar deyu Bir […]
İSKEMİK HAYAT – İMEN B.
İSKEMİK HAYAT Mevla’m ayrılık vermesin Gökte uçan kuşa Leyla’m. ŞİMDİ Belki kabustur diye sonuç kağıdına gözüyle bir çimdik attı.Elinin terinden harfler birbirine karışmıştı. Yazılanları da anlamıyordu ya.Kağıdı katladı.Cebine attı.Hastanenin bahçesindeki ağacın dibine ilişti.Herkes,herşey,her renk birbirine karıştı.Doktorun söyledikleri yankılanıyordu sadece zihninde.Nasıl olabilirdi bu?Nasıl onun başına gelebilirdi.O hem genç hem de ailenin tüm yükünü bugüne kadar kız […]
Son Yorumlar