ANLATI 505
KIRMIZI İPLER – MELEK ZEHRA BALCI
Can yangını ortalık yeri. Hiç kimsenin bir yere gittiği yok, göz gözü görmüyor. Görememekçözemiyor çıkmazları. Katlanılıyor sadece. İnceden bir sızı tüm bedenimi sarsa sarsa tekrar vetekrar canımı yakıyor. Her yer yara ama kan yok, öyle soğumuş bir bedenden bu yangın.Toprak bir çukura düşsem; ölü zannedilir evvel Allah. Yanlış anlaşılmazlıkların aymalarısonradan fayda veremedi. Ne bana ne […]
BİZ ÖNCE İNSANIZ! – MEHTAP ÖZÇİMEN
Evli olabilirim, hiç evlenmemiş olabilirim, evlenip boşanmış olabilirim. Bir anne olabilirim ya da olmamayı tercih edebilirim.Mini etek giyebilirim ya da türban takabilirim. Gece dışarı, sabah koşuya, tek başıma tatile çıkabilirim, günlerce evimden adım atmayabilirim. Çalışabilirim ya da ev kadını olabilirim.Denize bikini ya da tesettürlü mayo ile girebilirim. Herhangi bir dine mensup olabilir ya da hiç […]
GARGAMEL -BURCU ÖZKAN
Bir günü diğerinden farklı kılan yaşam enerjisi ve hayatın dokunulmayı bekleyenbütün renklerini sunmaktaki cömertliğiyle, çalıştığı yere bahar kokusunu getiren biriydi o. Hersabah ofis onun kahkaha sesleriyle şenlenir ve işten yakınmaya kısa süreliğine ara verenarkadaşları gülümserdi. Ne zaman sessizlik olsa, onun işe gelmediğini ya da canının bir şeyesıkıldığını düşünürlerdi. İncecik bilekleri, fincandan yükselen kahve buğusunu andıranbakışları […]
DEPREM HABERCİSİ -ŞEHNAZ İŞERİ
Yaşlı adam bana dokunup kızına “Ne güzel ses çıkarıyor değil mi?” dediğinde öyle sevinmiştimki sesimi fark ettiler diye. Artık bağıra bağıra şarkı söyleyebilecektim onların yanında. Beni duyarlardiye mırıl mırıl söylemekten kurtulmuştum. Üstelik de onlar gece yukarıda uyudukları halde. Ama“Kaldırmayalım bunu. Deprem olduğunu haber verir” diye devam ettiğinde hevesim kursağımda kaldı.Zaten bu eve geldiğimden beri-otuz küsur […]
GÖNÜL DAĞI – ŞEB’İ NEM
Masallar anlatılır hani… Bir yol vardır yürünen, varılacak bir yer… Yorulana “ha gayret şu dağın ardında” denir… Yollar, dağlar, adımlar aşılır arşınlanır, bir türlü hangi dağın ardında yatar arzuhalimiz; Varılamaz, gidilemez bir yol olur çıkıverir… Bu yol öyle bir yol ki; ne geri dönülebilir, ne durulabilir… Elbet gözlerinin önünde serilmiş dağlardan biridir umuduyla yürünür… Herşeyin […]
OKLOFOBİ -ŞEHNAZ İŞERİ
Biz çalışmadığımızda mermer bankonun sol köşesinin altındaki ahşap çekmecede orta boy birbuzdolabı poşetinde oturan 2’si tahta diğerleri plastikten yapılma 39 adet çamaşır mandalıyız. Kadınçamaşırların türlerine göre bizi sınıflandırmıştır. İki yeşil mandalı, lila mandalı, kırmızı mandalı ve beni-rengim limon sarısıdır-iç çamaşırlarını ve yatak kıyafetlerini mandallamakta kullanırken(bir yeşilkardeşimizi yakınlarda kaybettik, diğeri de pek sağlam görünmüyor)geçen sene alınan […]
AİDİYET – UĞUR BAYRAM
Son zamanlarda bazı yerlerde gözüme ilişip okuduğum “aidiyet” sözü üzerine düşüncelerimi kısacayazmak istedim.Anlam olarak Türk Dil Kurumundaki tarifi, sözcük üzerine yazılan söylenen sözler, sokaktaki insanınaidiyetten anladığı, hepsi üst üste birikince ortaya çok ciddi bir tartışma konusu çıkıyormuş gibiydi.Bu da kafamı karıştırmaya yetti. Sizler ne düşünürsünüz bilemem.İnsanın, yaşamsal olguları etrafındaki bireylerle (anne, baba, eş, çocuklar, arkadaşlar […]
SAHİ, RUHUN İZLERİNİ KİM SİLEBİLİR? – NAHİDE SINIR
Her şeyin bir anlamı var. Bana diyorsun ki ‘bu dünya anlamsız ve ben burada olmayı kendim seçmedim’. Bu sözcüklerde burası ile orası arasında asılı duran bir hayatın izleri var. Yokluk ve varlık arasında yürüyen bir ip cambazının hüneri var. Sevdim diyorsun. Sevdiğin zaman gelmeyecek adamları sevdin. Sesini duysa da çağrına icabet edemeyecek adamları. Onları sevmekle […]
SALLANAN BEŞİK -BİNNAZ DENİZ YILDIZ
Bir annenin karnındayım, herhangi bir anneninAğlıyor İsa kucağında Meryem’inDönüşüm başlıyor çilekli bahçelerde, tohum atılıyor bitki köklerineEsmer yüzlü adamlar ırgat topluyor, bebesini sırtlıyor kadınlarSırra kadem basıyorum o gün, övgüler diziyorum çirkinliğimeAynalara bakamıyorum bir dahaKelebek etkisi, dünyanın bir ucunda kurulu salıncak, halatlarında Habil ile Kabil veApollo’nun şiirleri…Sevgilim, benim küçük sevgilim, bir sandalyedeBaşında siyah bir şapka, şapkada kayıp […]
SICAK – ÖZGÜR KARAKAYA
Sıcak, herkese aittir; soğuk, insanın elbisesine göre değişir. Çin Atasözü SıcaklardaBu sıcaklarda seni düşünüyorumçıplaklığınıboynunu bilekleriniminderde ak bir kuş gibi yatan ayağınısenin söylediklerini. Bu sıcaklarda seni düşünüyorumbilmiyorum aklımda en çok kalan negözümün önüne gelenboynun mu bileklerin miçıplak ayağın mıbana benim olurken söylediklerin mi? Bu sarı sıcaklarda seni düşünüyorumbu sarı sıcaklarda bir otel odasında seni düşünüpyalnızlığımı soyunuyorumbiraz […]
YILDIZLI BİR GECE – EMİR ERGUN
Sevebileceğiniz birine öyle kolayca rastlamazsınız diyor Dostoyevski. O da tam olarak böyle düşünüyordu. Bu nedenle ona rastladığında bütün zırhlarını söküp atmıştı… Bir süredir kendini iyi hissetmediği bir dönemden geçiyordu. Mental olarak başlayan bu yorucu hal, en sonunda bedenine de yansımıştı. Normalde kolay kolay ağrı kesici bile içmediği halde iş yerinden çıkar çıkmaz yoğun bir baş […]
LEYENDA EFSANESİ – OĞUZHAN ŞAHİN
Leyenda Efsanesi Klasik gitarın berrak sesi boş caddeler boyunca yankılandığında bir adam uzakta durup kulak kabarttı. Pürüzsüz tellerin orta yerinden kestiği düşünceler kendini işine ve yalnızca çaldığı parçaya kaptırmış müzisyenin önüne bazen dudaklarındaki belli belirsiz bir mimikle, bazense biraz daha uzayarak sonrakini sabırsızlandıran notalarla dökülüyordu. Sahilde güzel bir yüzün parlayıp söndüğünü gördü o parçada adam […]
GEZGİN OLMAK İSTEYEN TENİS TOPU – ŞEHNAZ İŞERİ
Bir an evvel harekete geçmeliyim. Şunun şurasında haziranın çıkmasına ne kaldı. Turnuva ikihafta sürecek ama benim görüp görebileceğim önümde tek bir gün var. Başaramazsam eğer. Oysaben “Ah gençliğimde şöyleydim böyle yapardım” diyen çenesi düşük bir patates olacağım günlerigörmek istiyorum. Sanırım kim olduğumu anladınız. Evet ben, Wimbledon Tenis Turnuvasında görevalacak tenis toplarından biriyim. 56 gr ağırlığında […]
Son Yorumlar