ANLATI 505
Meşgale – Berfin Sara
Emekliliğimin birinci yılıydı. Alıştım biraz fazla uyumaya. Tembelliğin lüzumu yok tabi, uyanır uyanmaz güneşi görmek isterim hep. Kalktım ve odadaki sehpanın üstünde, dün doldurduğum, sarımtırak renkli cam sürahide duran sudan bir bardak içtim. Dolapta zeytin, peynir vardı; bir parça da ekmek, kahvaltımı yapmaya yeterdi. Masada oturup bir süre rahmetlinin fotoğrafını izledim. Soğuk günlerde bir nebze […]
PASLANMIŞ OLMASI ONUN SUÇU DEĞİL -İlkay Genç
Anlatacaklarımı kesme, Bu çatının altındaki koku, çürümüşlük! Aklına ne düşüyorsa, kabul. Gizli bir gözü var bu çürümüşlüğün etrafı kolaçan eden ve uygun zamanı kollayıp belirivermek gibi bir hüneri var. Aniden beliren yıldırımın karanlığı anlık aydınlatması gibi bir parlaklık yaratıyor bu çürümüşlük, tam o anda aynada yalnız başına bekleyen bir el beliriyor, birden kayboluyor.Kabuk bağlayan zihnimin […]
KİMSE BİLMİYOR BİZİ-Beyza DOĞAN
Havada bulutlar güneş ile dans ediyordu. Biraz daha bakmak için balkona çıktım. Pamuk gibi bembeyaz bulutların bir anda kömür siyahına dönüştüğünü fark ettim. Neler oluyor diye kafamı çevirdiğimde yan binaya düşen bomba ile kendimi bir beton yıkıntısının altında bulmam saniyeler sürdü. Gözlerim sadece karanlığı görüyor, yaşamamın kaynağı olan nefesi ciğerlerimde hissedemiyordum. Nefes […]
Hemşehri–Gurbet Sorunsalı – Ersin Kurt
Durağan giden hayatımdan sıkılmış olmalıyım ki bir cuma akşamı Eskişehir’den apar topar, kaçar gibi, iki gün sonra tekrar geri dönmek koşuluyla ayrıldım. Hayatımda yapmış olduğum en büyük çılgınlık budur diyebilirim. Yaşantımdaki durağanlığı idrak edebilmeniz için bu kadarı yeterli zannedersem. Bir dakika bile düşünmeden, plansızca Antalya’ya gitmeye karar verdim. Antalya’ya ayak basınca da ticari […]
Kara Sevdam Ankara’m – SILAYA ÖZLEM-Tahsin Melan
Merhaba değerli okuyucularım! Bugün sıla üzerine, sılaya özlem üzerine bir şeyler yazmak, duygularımı sizinle paylaşmak istiyorum. Umarım gönüllerinize hitap edebilirim. İnsanoğlu olur da yolu gurbete düşmez mi? Yolu gurbete düşer de sıla özlemiyle yanıp kavrulmaz mı? Ne demiş büyüklerimiz: “İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde…” Doğduğumuz yerler zamanla doyamadığımız yerler olmuş. Okul hayatı, iş hayatı… […]
Her Doğum Bir Sancıyla Başlar-Berat Paşa
Her şeyin başladığı yere geri dönmek istiyorum uzunca zamandır. İpin ucunu kaçırıp, belirsizliklere yuvarlandığım o ilk ana dönmek. Ama ne nerede başladı, nerede bitti hiç hatırlayamıyorum. Sanki uzunca bir zamandır öylece yolun ortasında uzanmış yatıyorum. Ruhum sıcağın altında kavrulmuş asfalta sızıyor. Görüp görebileceğim tüm güzelliklerden vazgeçmişim de sanki kötü ihtimallerin üzerimden öylece geçip gitmesini bekliyorum. […]
Göç – Abdurrahman Açıkgöz
Herkesin dört dörtlük olduğu bir yerdeyim, kusurlarım bulunduğum yerde ki insanların günahlarının karekökünden daha fazla. Aldığım nefesi fazla görüp geri isteyeceksiniz diye korktuğumdan, tüm kirinizi blendax’la temizleyen siz temiz insanlarla göz göze gelmemek için başım önde yaşıyorum 3 senedir. Bu topluma ait ya da layık değilim biliyorum, fakat artık başım yukarıda gezmek istiyorum . Neden […]
Bizim Hikaye – Yaşar Aynur
17 ağustos 1999 saat 03’02 Sanki,yerle gök bir birinin içine girdi.Şiddet’li bir gök gürültüsüyle beraber olan deprem adapazarını yerle bir etti.Her yer zifiri karanlığa büründü.Yıkılan binaların altında kalanların feryatları ayyuka çıktı.Sağ kalanların yakınlarını kurtarma çabaları hep boşa gidiyor.Beton yığınlarıyla dolu sokaklarda yürümek dahi mümkün değil.Göz gözü görmüyor. 27 yıl sonra 2026 İstanbul maltepe huzur evi bahçesi. […]
Sonsuzluğun Acısı – Ahmet Esat Hotalak
Uyandı. Kendini iyi hissetmiyordu. Ayağa kalkamadı. Beyni sanki sadece birkaç hücreyle çalışıyordu. Diğer zindanlardaki mahkumlara seslenmeye karar verdi. “Hey, kimse var mı?” dedi güçsüz bir sesle. Çıt yoktu bu yeraltı zindanlarında. Oradaki herkes öldü mü, gitti mi bilmiyordu. Bu sessizlik can alacak derecedeydi. Cezası hapis değil de sonsuz bir sessizlik içindeki sonsuz bir yalnızlıktı sanki. […]
Tek Delilik – Yağmur YÜCEL
Gençlik deyince hayaller, anılar, mutluluklar ve yaşanmamışlıklar gelir insanın aklına.Evet, gençlik her şeydir aslında, ilklerdir. “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusuna ne “Ben büyüdüm.” ne “Çok hayalim var. Anlat anlat bitmez ki.” diyebilmektir. Belki yeni limanlara yelken açmaktır, kuralları kırmaktır. Âşık olmaktır, dost olmaktır… Ya da geriye bakıp pişmanlık duyacağımız, “Kıymetini bilemedim.” diyeceğimiz tek şeydir. Neden mi? […]
KÖPEK MAMASI-Murat Gökhan GÖKDEMİR
Yazmak ve okumak. Boyamak ve görmek. İnşa etmek ve yıkmak. Sevmek ve nefret etmek. Söylemek ve dinlemek. Yemek yemek ve çıkarmak. Köpek maması ile beslenmeye karar verdiğim de bunları düşünüyordum. İlk sabah sucuklu ve sarı dilim peynirli yarım ekmek sandviçimi lokmalara ayırarak köpek Bulut’a sonuna kadar yedirdim. Sonra da evin içerisinde bir çok meşgaleyle kendimi […]
O Kız – Mustafa Bilgücü
O kız hakkında fazla bir şey bilmiyorum. Dedesinin sol dizinde oturuyordu ben onu gördüğümde, ellerini kavuşturmuştu. Ne gördüğümü tam bilmiyordum. Diğer dedesi apar topar anneanneyle ilk uçağa atlayıp yola koyulmuştu. İnsanlardan mesaj yağıyordu. Ölümü ona yakıştıramıyorlardı. Onun için kimse için savaşmadığım kadar savaştım. Sonunda kaybettim. Bana şunu söyleyen de oldu: “Hayır, onun canını alacağız. Çünkü […]
BİR ÇİFT YALANCI KEHRİBAR- DİLEK ÖZDEMİR
Güneş erken doğmuştu yıldızlara eşlik etmek için. Rüzgâr, dilinde çapkın bir ıslıkla tenini okşuyordu kadının. Bu defa farklıydı. Kendisi bir yolculuğu çıkmamış, şehre yeni bir adam gelmemişti. Tesadüfler kaderimizdir, dedi içinden. İçinden haykırmak, çimlerin üzerinde koşmak, süper kahramanının pelerinine sarılıp uçmak geliyordu. Arkasını döndüğünde güneş birden yeryüzünde belirdi ve kadın bir kez daha mest oldu […]
Son Yorumlar