ÖYKÜ 673
Canım Feda Olsun – Yüksel Akkuzugil
“Kamikaze” veya resmî ismiyle “Şinpū Tokubetsu Kōgekitai”, sözlük anlamı itibariyle, II. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Pasifik Cephesi’ndeki Japon İmparatorluğu’na bağlı savaş uçakları tarafından, Birleşik Devletler savaş gemilerini batırmak veya tahribat vermek için düzenlenmiş konvansiyonel intihar dalışlarına verilen isimdir. Bir başka ve basit deyişle, “kamikaze pilotu” demek “Kendini ölüme teslim etmiş pilot” demekti. Japonya’da İkinci Dünya […]
Sevgimizin Üstünden Sene Geçti – Reşat Çoşkun
Yollarda büyüdüm. Kaç ölüm yüz çevirdi benden Kaç ölüme gelme dedim Gerçek değilsen… Okulun dağılış saatinin yaklaştığına kanaat getirdikten sonra perde gerisinden kızını bekleyeli neredeyse yarım olmuştu. Kızının naklini aldığı okuldaki ilk gününün nasıl geçtiğini merak edişi bu bekleyişte etkili olmuştu. Kızının, telaşlı adımlarla koşarcasına eve doğru yaklaşması, endişesinin artmasına sebep oldu. Kapıya doğru yöneldi. […]
Ayten ve Nurten – Josef Hasek Kılçıksız
O gün şehrin iki ayrı ucunda, aynı gün, kaderlerinin birbirinden çok farklı olması beklenen iki kız çocuğu doğdu. Ayten ve Nurten. Bebeğin biri ipek ve saten örtüler arasında, hayatın tüm bu curcunasından habersiz büyüdü. Diğeri ise lime lime paçavralara sarılı olarak yatıp, çöpten yemek toplarken ya da bedenini üç kuruşa şehrin magandalarına satarken, varlığıyla dert getirdiği […]
Kuzular Kurtlara – Berrin Yelkenbiçer
Hava yağmurlu değildi, hatta tek bir bulut bile yoktu. Güneş de gökyüzü ona kaldığı için iyice yayılmış, her tarafı ışığa boğmuştu. Otobüsün neredeyse kırk beş dakika gecikmesi yağmurdan olamayacağına göre sıcaktandı herhalde. Şoförlerin rehaveti de hem trafikteki diğer sürücülerin akışı ağırlaştırması, hem de nefes almayı güçleştiren ve insanın tenine yapışıp tüm gözeneklerine sızan rutubettendi. Nihayet […]
Agnostis 2 – Ece Kuru
‘’ Şu bir gerçek ki her insan diğerleri için derin bir sır ve gizemdir.’’ Omzundaki el buz gibiydi. Belki de o kadar soğuk değildi ama o algıda seçici davranıyordu. Belki tepesindeki güneş omzunu sıcacık yaptığı için ona dokunan bir el soğuk gelmişti. Arkasına dönmek istememişti. Kafasında yarattığı eli daha fazla yaşatmak istiyordu. O da öyle […]
Pellempüs – Halil Kaya
Bu öykü, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenler Arası “ANADOLU” konulu öykü yarışması ilçe birincisi olmuştur. Yorgundum, uykusuzdum umutsuzdum. On altı saat yolculuktan sonra o hasret kokan yatağıma uzanmış kalmışım. Annem eve gece ulaşacağımı bildiğinden önceden hazır tutmuş yatağımı. Uyumamış ben gelene kadar. Sigara dumanından sararmış tül perdenin arasından bir kedi sessizliği ile titreye titreye odama giren […]
Dört Ayak – Orkan Sancarbarlaz
Çocukken üst komşum Hikmet amca vardı. Şekerleme yemeyi çok severdi. O kadar severdi ki evinde her çekmecede şekerleme vardı. Karısı Hacer Hanım şekerlemelerden nefret eder hatta tüm tatlı şeylerden nefret ederdi. Sevdiği tek şekerli bir şey vardı o da kesme şeker. Onu da çayına atmaz, atanla da arkadaş olmazdı. Çünkü çayda şekerin uğursuzluk getirdiğine inanırdı. […]
Sahilde Sabah Yürüyüşçüleri ve Ben – Ali Şefik Arslan
Bunların ruhunu öğrendim artık. Tam dört yıldır… Her sabah, onlar, denizin kenarında yürüyüş yapar, ben, hayvanlarımı bu sahilden geçirip meraya götürürüm. Karşılaştığımızda, aralarındaki sohbete kulak misafiri olurum, ister istemez. Varlığım, onlara pek rahatsızlık vermez. Ben yokmuşum gibi devam ederler konuşmalarına. Birbirlerine en gizli sırlarını bile anlatırlar. Onlardan biri olmadığım için, öğrenmemin hiç sakıncası yoktur. Senelerdir, […]
Yağmurla Gelen – Selçuk Karadağ
Genç kadın yağmurun altında yürürken dinlediği şarkı adımlarıyla uyumluydu; Anima; Yağmurla gelen… Trene yetişmesi için vakit azdı; o yüzden adımlarını hızlandırdı. Bir silüetle çarpıştı ancak dönüp bakmadı bile; treni kaçırmamalıydı. Gara geldiginde saat 13.57 idi. Koşar adımlarla onu bu şehirden götürecek trene bindi. Saat 14.00’da metalik bir ses duyuldu ve tren harekete geçti. “Sonunda” dedi, […]
İstasyonsuz Kadın Trenleri – Gülçin Sahilli
Uyandığımda çatısı eklenmemiş bir odadaydım. Duvara dayalı bir pencere vardı. Pervazında hiçbir duvara ait olmadığı yazılıydı. Kapı da yoktu. Kapıyı hayal etmek güzeldi. Çaresizlik tuhaf bir lezzetle dilimde dönüyordu. Sol omzuma gökyüzünü bağlamışlardı. Kaşarı ince rende bir kadın bana olmayan aklından hayat sırları uzatıyordu. Sizin görmediğiniz ve ben yazmadan göremeyeceğiniz bir önceki sahneye geri döndüm. […]
Kabuk – Tuğba Kocaman Bulut
Emine her genç kız gibi telli duvaklı gelin olmayı hayal ediyordu, böylesi bir evliliği değil. Geçen hafta mahallenin muhtarı, yanında birkaç adamla evlerine gelmişti. Konuşmalara kulak misafiri olduğu için ne konuştuklarını kelimesi kelimesine duymuştu. -Davud abi, bir meramımız var. -Söylen bakalım, dinliyorum sizi. -Hüseyin Efendi’yi tanırsın değil mi? – Hımmm… -Şu halasının kızı ile evlenip […]
Büyük Sessizlik – Ahmet Akif Özcan
Ben gülerken gözlerim ağlıyordu. Doğruldum. Para ve şişko ihtiyar arasında seçim yapmak zorunda kaldım gecenin bir yarısı. Ama ben seni seçtim. “Kimi? “Sanane, sen önüne dön.” Bir politikacı sathında yabancı ve yalancıydım. Her türlü yalanı çekinmeden söylerim. (Bak ihtiyar paramı ver!) Oğuz Atay büyük bir yalancı ama yazdıkları iyi. Seviyorum. Fikirlerimiz uyuyor onunla. Ama uydurmuyorum. […]
Bir Durum Hikayesi; Bir Kadın ve Bir Adam – Tuğba Özgürler
Adam sabah gözünü açar açmaz karşısındaki dağınık masayı, masada dünden kalma şarap kadehini ve kadehteki ruj izini gördü. Kadının dudağının tüm detayları ayrıntısıyla sanat eseri gibi kadehe işlenmiş kırmızı ruj izi, kadının sesinden ona günaydın dedi adeta. Kalbi onu görmüş gibi çarptı tatlı ritimlerle, sonra bir acı derin nefes cekti ciğerlerine ve yine de gülümsedi […]
Son Yorumlar