ÖYKÜ 673
Kadın ve Özgürlük – Aybüke Çolakoğlu
Yerde kanlar içinde yatıyordu. Boşanmaya çalıştığı adam onu bıçaklamış ve kaçmıştı. Nefes alışverişleri yavaşlamaya başlarken birileri adını sordu. Son bir çabayla adının “Özlem” olduğunu söylerken gözlerini açık tutmakta zorlandığını fark etmişti. Bilinci kapanmaya başlamış, vücudunu hissedemez olmuştu. Gözlerinden akan bir damla göz yaşı, yanaklarından boynuna doğru inerken kısacık hayatını düşündü. Her şeyin başladığı güne giderken […]
Van Gogh’un Tablosu – Ahmet Akif Özcan
Odanın dört bir tarafını, dört farklı tablo süslüyordu. Tayfun ve ekibi odaya girdiğinde ilk gördükleri tablolar olmuştu. Ardından yerdeki ölüyü, sonra ölünün arkasında duran bilgisayarı gördüler. Odanın içi leş gibi kokuyordu. Bilgisayar masasının üzerinde bir sürü sigara paketi diğer yanda ise biralar boy gösteriyordu. Ölünün çevresinde titizlikle işlerini yapan görevliler, tepelerinde ise savcı bulunuyordu. Tayfun’un […]
Eve Gittiğinde – Nazım Kayalı
Adam uzun bir gezintinin ardından uzaktan belli belirsiz görebildiği emlak bürosuna doğru yürümeye başladı. Tüm yaşamını geçirdiği şehrin en ücra mahallesinde, hiç tanıdık olmayan yollarda biçare dolanıp dururken, arayışını sona erdiren emlak bürosunu bulduğu için rahatlamıştı. Büronun önüne geldiğinde tereddüt etmeden içeriye daldı. “Merhaba, iyi günler.” “Buyrun, size nasıl yardımcı olabilirim?” “Bu muhitten bir daire […]
Gelmişli Geçmişli – Osman İlhan
Borges’in “…hafızam bayım, sanki bir çöp yığını” dediği noktadayım. Ne geçmişin kalıntılarıyla şimdiyi yaşayabiliyorum, ne de geleceğin beyaz sayfasına değiyor kalemim. Önüm flu, adım atsam tanıdık bir acıya denk geleceğim. Dursam –ki duruyorum- ah bu gölgem ne fena! Ortadayım; geceyle gündüzün arasına sıkışmış bir saat… Artık kendimi toparlamaya çalıştıkça daha çok dağılıyorum. Su akınca kap […]
Ölsün Bütün Keşkeler – Pelin Gezeryel
Sabah uyandığımızda, mutfak masasının üzerindeki eski püskü düdüklü tencereye dayandırılmış bir beyaz kağıt üzerinde, bize sadece bize, çocuklarına, yalnızca şu notu yazıp bırakmıştı. “Keşke, her şey farklı olabilseydi… Allaha Emanet Olun… Anneniz” Hepsi bu kadardı işte… Nefret ettiğimiz keşkelerden ibaret bir hayattı bizimkisi. Üç kardeşdik biz. En büyüğümüz 13 yaşında ki, o ben oluyordum. Diğerleri […]
12 Eylül ve Şiir – Tamer Uysal
Nevzat Çelik ve 12 Eylül Dönemi Şiiri Üzerine… Nevzat Çelik 1980’lerin şairi; Can Yücel’in deyimiyle şairin ilk kitabının önsözüne yazdığı gibi yüreği “gepegergin bir tambura teli” şair. 1980’ler ve Şafak Türküsü şiiri onu kitlelerin gönlünde ayrı bir yere bir tahta oturtmuştu: Beni burada arama anne Kapıda adımı sorma Saçlarına yıldız düşmüş Koparma anne Ağlama diyordu […]
Lotto Milyoneri – Bahattin Gemici
Gökte dolunay vardı. Bütün gece yatakta dönüp durdum. Gün ışıyınca uykulu gözlerle sessizce kalktım. Giyindikten sonra Cemal’i aradım. Cemal uzun yıllar maden ocağında çalışmış, bu yüzden sağlığını kaybetmişti. Ağrıdan sızıdan geceleri hiç uyuyamıyordu. “N’oldu?.. Sabah sabah yataktan mı düştün?” Ona Gatenbröcker kahvesine gelmesini söyledim. Günlerden pazar olduğu için içerisi tenhaydı. Baktım, benden […]
Çuf Çuf Abimle Sohbet – Ahmet Faruk Keçeli
Abim beni aradı. “Sen hatırlamıyorsun, ama ben hatırlıyorum, senle çuf çuf oynadık,” dedim. Abim sonunda hatırladı, babasının aldığı elektrikli treni. Günlerden Perşembe’ydi. “Abi dedim, ne fark eder ister Alevi olayım, ister Bektaşi, hepsi aynı kapıdan geçmiş velhasıl.” “Niye soydunuz kuyumcuyu?” “Biz soymadık Ahmet, bizim üzerimize attılar. Parayı biz bulduk, yerine iade ettik.” “Demedi mi? Parayı […]
Öksüz Ev – Berrin Yelkenbiçer
Boş bulunup zili çaldığına değil de kapının açılmasını beklediğine şaşırdı. Artık hiç açılmayacağı aklına gelince önce başını sonra tüm gövdesinin ağırlığını kapıya verdi. Kalbinden boğazına doğru yükselen acı dalgası hafiflesin diye derin nefesler aldı. Anahtarını çıkardı, ellerinin titremesinden deliği zor buldu, apartman holünün loş serinliğine girdi. Kimse yukarıdan tatlı tatlı “Hoş geldiiin!” diye seslenmedi. İçi […]
Cinayetimden Geriye – Selçuk Karadağ
Ne zaman olmuştu bu? Yani ölümüm ne zaman olmuştu? Yerde yatan ceset torbası, sabah 05:35’te Kocatepe Camisi yanında bir çöpçü tarafından fark edilen cesedimin içerisine koyulduğu ceset torbası ne kadar da siyah. Ceset torbamın yanında kırılmış bir kar küresi var, kar küresinin içerisinde bir atlıkarınca. Atlar ceset torbasına üzgün bir şekilde bakıyor. Tek bir çocuk […]
Geçmişten Gelen Mektup – Yüksel Akkuzugil
Güzel bir bahar gününde güneş daha sıcaklığını ve ışıltısını tam anlamıyla sunamıyordu. Umulmadık bir şekilde bu kadar güzel bir havada sis ortamı kesif bir şekilde göz gözü görmez hale getirmişti. Sanki bulutun birisi başını yere eğip, bir kez daha düşünmeleri için insanların gözlerini bağlamış içlerine dönmelerini sağlamaya çalışmıştı. Yolculardan sarışın ve orta yaşlı olduğunu yaptırdığı […]
Kurtuluş – Derya Eke
Derme çatma bir evdi aslında paylaştığımız o dönem, dubleks bir dairenin alt tarafından tereyağı gibi kesilip ayrılmış, bazı yerlerinde ayakta durmakta bile zorlandığımız tatlı mı tatlı canlı mı canlı bir çatı katı… “Ora”’nın gürültülü caddesinden, cana yakin sokaklarından, hem dost hem çakal esnafından uzaktık. Odamız; her daim aç, her daim uyuşuk, her daim dost martıların […]
Söylenmeyeni Duymak – Dilek İşcen Akışık
İkizimi uğurladım. Yüreğime ekilen özlem çiçekleri sık sık sulandıkları için maalesef büyümekteler. Elimden ancak bu kadarı geliyor, ne yapabilirim? Çok az sözcükle anlaşabilmenin ne demek olduğunu ondan öğrendim. Anlaşıldığımızı hissettiğimizde, mutluluk filizlenmez mi benliğimizde? Dinleyen kendini bizim yerimize koyabildiğinde nasıl da güvenle sarılırız ona. Babamla konuşarak ve konuşmayarak paylaştıklarımız ruhumu hep yatıştırdı. Ölümünden çok kısa […]
Son Yorumlar