ÖYKÜ 673
Yatak – Zeynep Kasap
Yatağım cam kenarında, bahçeye bakıyor. Yan oda balkonlu ve annem sık sık orada. Şarkılar mırıldanarak geçti yine balkona. Duymadığımı sanıyor ya da duyduğumu sandığı için yapıyor. Kim bilir?… Her gün aynı heyecanla aynı telaşla, her gün aynı sırayla çiçeklerine su verir. Her birini ayrı ayrı sever. Gülleri nergisleri bir bir koklar ve içine çeker. Geçen […]
AYNILAŞMA HİSSİ-Zeynep Gül AYTAŞ
Aniden irkilmeme neden oldu o an içimden geçen ürperti. Her gün oluyor artık ve git gide daha fazla hissediyorum. Sanki yapış yapış bir ruh bedenimi ele geçirdi geçirecek. Belki de tam tersidir yaşadığım. Bir limana çapa atmış bir harabedir bu hislerin sahibi ruh ve vademin dolduğunun habercisidir beni dürten. Söz konusu olan yaşamak olunca, […]
Aşk Adamı Öldürür – Kübra Erbayrakçı
Yürekler buruk, sözler tükenmiş, gözlerden akmak ve akmamak arasında kalmış gözyaşları. Boğazı düğüm olmuş ama bir türlü eski günlere gitmek ve gitmemek arasında kalan Kadir Bey, yalnız kaldığı evinin penceresinden dışarıya bakarken aklına gençlik yıllarını getirdi. -‘bu hale gelecek adam mıydın be sen Kadir!’ diye geçirdi içinden. Eskiden çok seveni vardı onun. Kapısında beklettiği o […]
Nezaretten Yazıyorum – Sezgin Tunç
Yaklaşık üç saattir nezarette bekliyorum. Cep telefonum bankada kaldığından hiç kimseye ulaşamıyorum. Ceketimin cebinde kalan üç banka dekontunun arkasına yazıyorum tüm bunları. Mümkün mertebe küçük yazıyorum ki sığdırabileyim. Hiçbir polis sorduğum sorulara cevap vermiyor. Hepsi de hayret ve nefret dolu gözlerle bana bakıyorlar. Pek çoğu beni bankadan tanıyor, ne de olsa maaşlarını benden çekiyorlardı. Tüm bu koşullara […]
Alaaddin’in Büyüsüz Lambası – Feride Cihan Göktan
Bu gece oturup bir öykü yazmalıyım. Eğer yazabilirsem pazartesi günü işimden istifa edeceğim. Öyle dedim kendime. “Eğer bugün bir öykü yazabilirsen hayatını değiştirebilirsin. Yoksa her şeye devam et. Hiçbir değişiklik yapma. Buna mecbursun çünkü. Yeni bir şey kurgulamıyorsan en iyisi her şeyin eskisi gibi gitmesi. Hiç değişmeden. Sabah kurulu bir saat ile kalk, aynada geçmekte […]
Kaktüsgiller – Berrin Yelkenbiçer
Ağrıyla uyandı. Başından başlayan sıkıntı boynuna iniyor, omuzlarına yayılıyor, bel kemiğine kadar ulaşıyordu. Kilitlenen çenesini iki eliyle tutarak ayırdı, derin bir nefes aldı. Diş hekiminin önerdiği, takma dişlere benzeyen silikon aparata bir türlü alışamamıştı. Zaten, demişti hekim, bu aparat bir yere kadar işe yarar, bir psikiyatriste mi gitsen acaba? Giderdi gitmesine de çenesini rahatlatacak asıl […]
MAVİ GÜL DALI VE UÇURUMA ATILAN TAŞLAR-Hacer Aktaş
Siyah bir güneş, geceyi aydınlatırken Lotus evreninin semalarında kara dumanlar yükseliyordu Peri, gece boyunca siyah güneşin zifiri karanlığını aydınlatan beyaz ışığı altında tepedeki mağaraya kadar yol aldı. Mağarada Lotus’un büyücü hekimi onu bekliyordu. Uzunca bir zamandır hekimin verdiği iksirlerle sihir yapabilen peri, bu kez kendi sihir gücünü kullanabilecek kadar iyileşmişti. Son bir kez büyücü hekimin […]
Şimdi Hangi Kentin Umrundasın?-Sevim Demiröz
Salaş meyhanelerin ve köşe başlarında çöp yığınlarının olduğu sokaklardan geçerken, gece yerini sabaha bırakıyordu. Gündoğumlarının değişmez ses öbekleri yavaş yavaş kentin üzerine çöktüğünde kaldırımdaki ayak seslerinden taşan yorgunluk; insan izlerinden daha fazla, gecenin yırtıcı kokusundan daha azdı. Köşede, çöp yığınlarının az ilerisinde durdu. Cebine acele ile sıkıştırdığı sigara paketini çıkardı. Çakmağını bulabilmek için ceplerini yoklarken […]
Meşgale – Berfin Sara
Emekliliğimin birinci yılıydı. Alıştım biraz fazla uyumaya. Tembelliğin lüzumu yok tabi, uyanır uyanmaz güneşi görmek isterim hep. Kalktım ve odadaki sehpanın üstünde, dün doldurduğum, sarımtırak renkli cam sürahide duran sudan bir bardak içtim. Dolapta zeytin, peynir vardı; bir parça da ekmek, kahvaltımı yapmaya yeterdi. Masada oturup bir süre rahmetlinin fotoğrafını izledim. Soğuk günlerde bir nebze […]
PASLANMIŞ OLMASI ONUN SUÇU DEĞİL -İlkay Genç
Anlatacaklarımı kesme, Bu çatının altındaki koku, çürümüşlük! Aklına ne düşüyorsa, kabul. Gizli bir gözü var bu çürümüşlüğün etrafı kolaçan eden ve uygun zamanı kollayıp belirivermek gibi bir hüneri var. Aniden beliren yıldırımın karanlığı anlık aydınlatması gibi bir parlaklık yaratıyor bu çürümüşlük, tam o anda aynada yalnız başına bekleyen bir el beliriyor, birden kayboluyor.Kabuk bağlayan zihnimin […]
KİMSE BİLMİYOR BİZİ-Beyza DOĞAN
Havada bulutlar güneş ile dans ediyordu. Biraz daha bakmak için balkona çıktım. Pamuk gibi bembeyaz bulutların bir anda kömür siyahına dönüştüğünü fark ettim. Neler oluyor diye kafamı çevirdiğimde yan binaya düşen bomba ile kendimi bir beton yıkıntısının altında bulmam saniyeler sürdü. Gözlerim sadece karanlığı görüyor, yaşamamın kaynağı olan nefesi ciğerlerimde hissedemiyordum. Nefes […]
Hemşehri–Gurbet Sorunsalı – Ersin Kurt
Durağan giden hayatımdan sıkılmış olmalıyım ki bir cuma akşamı Eskişehir’den apar topar, kaçar gibi, iki gün sonra tekrar geri dönmek koşuluyla ayrıldım. Hayatımda yapmış olduğum en büyük çılgınlık budur diyebilirim. Yaşantımdaki durağanlığı idrak edebilmeniz için bu kadarı yeterli zannedersem. Bir dakika bile düşünmeden, plansızca Antalya’ya gitmeye karar verdim. Antalya’ya ayak basınca da ticari […]
Ali’ydi Adı – Hatice Dökmen
Cılız bedeni mezarın üstüne yayılmıştı. Islak toprağı avuçluyor öpüyor öpüyor, yine öpüyordu. Gökyüzü bulut bulut kümelenip İstanbul’un üzerine yağarken kadının yaşları sakinleştiricilerin sersemliğinde göz pınarlarında kuruyordu. Akabilseydi onun da yağmurları, gürleyebilseydi. Çakabilseydi delicesine yüreğindeki şimşekler. Çırpınabilseydi, öyle bir çırpınabilseydi ki acılı bedenini sığdırabilseydi yiğidinin yanına. Aynı toprak onu da sarsaydı da birlikte uyusalardı soğuk döşeklerinde. […]
Son Yorumlar