ÖYKÜ 673
Kalkan Balığı – Murat Gökhan Gökdemir
Akşama nikâha yetişmeliyim. Öğlen sonrası ikindi pazarında büyük, yağlı ama yarım bir kalkan nasip olmak bilmiyor fileme. Denk gelmiş ama zorlamasan gireceği yok. Yüz lira üzerine aldığım beş lira ile roka almak belki mümkün olacak. Roka fiyatlarından haberim olmasa da, el kafa yordamıyla, aralık bu aralık olsa gerek diye düşünüyorum, aslında söylenecek şey değil. Ancak, […]
Acı ve Ağırlık – Kerime Ural Cengiz
İki hafta olmuştu. Tam iki haftadır çekinerek geliyor ayaklarım bu eve. Sabah çıkıp akşam geliyorum. Utanarak yediğim akşam yemeğinden sonra ses etmeden geçiyorum küçük odama. Yatak altımdan kayıyormuş gibi. Tavana bakıyor gözlerim, dalıyorum. Tavanlarda insanı oyalayan bir şeyler olmalı! Yoksa acılarını daha yoğun hissediyor . İçim daralıyor.Yüreğimi sökseler yerinden daha az acır. Yok! Yok artık […]
Kaldırımdaki Kadın – Kerime Ural Cengiz
Zeynep, bahçedeki işlerini bitirdikten sonra salona geçti. Çocuklar okulda eşi de bahçede meyvelere su veriyordu. Memnun bir gülümseme geçti yüzünden çok şükür sebzeler meyveler iyi ürün vermişti. Bu yıl ellerine para geçecekti. Sıkıntılı günleri atlatmışlardı. Kocasıyla el ele verip bu harap evi ve bahçeyi adam etmişler. Çok yorulsalar da bir şey olmaz dinlenince geçer, Allah […]
Kuyruksuz Kedi Sarman – Hacer Taner Bulut
Bir varmış, bir yokmuş. Zaman zaman içinde, Kalbur saman içinde. Deve tellal iken, Horoz imam iken, Manda berber iken, Annem kaşıkta, Babam beşikte iken… Ben babamın beşiğini Tıngır mıngır sallar iken, Bir varmış, bir yokmuş. Ülkenin birinde Sarman adında bir kedi varmış. Sarman bir gün bir fare görmüş. Fareyi epeyce kovalamış. Fare kapıdan geçmiş. Sonra […]
Uzak Akraba – Burak Akbaş
Soğuk bir kış günüydü, kar şiddetini iyice arttırmıştı. İnsanlar telaştan ne yapacaklarını bilemez hâlde oradan oraya koşuşturuyorlardı. Jandarmanın gelmesi zaten imkansızdı. Yollar kapalı, elektrikler kesilmiş –yine trafo patlamıştı- araçlar soğuktan donmuştu. Herkeste biraz korku, biraz telaş biraz da bitkinlik… Neredeydi, nereye gitmiş olabilirdi? Buraların kaderiydi, coğrafya kaderdir demişler ya işte tam da oydu. Kaderdi, coğrafyaydı. […]
Bir Avrupa Eleştirisi – Mehmet Sinan Gür
Avrupa… ‘Uygar’ Avrupa… Tarihinin her satırı kanla yazılmış, her sınır kanla çizilmiş, uygarlık tuğlalarının her biri kanla yoğrulmuş taşlarının her biri, birinin ahını almış, yerlerine kan harcı ile oturtulmuş. Soğuk fakat duru ve güzel bir hava vardı. Vakit gece yarısına yaklaşıyordu. 2015 yılında, su kanalları ve gondolları ile ünlü Venedik’in tarihi yapılarla çevrili ünlü San […]
Metropolde Bir Gece – Murat Gökhan Gökdemir
Asabi metropolün gecesini acımasızca yaran ticarinin yan koltuğundayız, taksimetre çalışmıyor, şoför bizi göremiyor. Bir zamanların bok çukurundan gökdelenler yükseliyor. Gecekondular, Çin kerhanesini andıran ışıklı gökdelenlere gölge komşusu, büyük balık doymak bilmiyor. Tek tük kalmış yıkık mezbahane iskeletleri toplandı toplanacak, devasa şantiye makaraları… Trafik ışıkları kırmızıda yanıp sönüyor ve öylesine geç bir vakit ki, kol saatimize […]
Hudut – Josef Hasek Kılçıksız
Sabah ezanı biraz önce okundu. Şimdi abdestini alıyordu insanlık. Umudun baharı umutsuzluğun kışıyla, zamanların en iyisi en kötüsüyle kucak kucağaydı. Çökük avurtları ve batık göğsüyle sıska bir adam sokakta karabasan gibi dolaşıyordu. Şehir, çocuklarını yitirmiş annelerden, yastan, yıkıntılardan oluşan bir tarih koymuştu önüne. Cezaevinde ince hastalıktan ölen bir arkadaşının yardımıyla yapıp çattığı bir gecekonduda yaşıyordu. […]
Zor – İmren İnci Sözen
Kendi mesafemle konuştuğum yollarda, bundan birine bahsetmem zor Ayaklarımı basarken sağlam adımlarla derine düşmemek için, saplanmamak için bataklıklara, bulanmamak için kirli sulara, büyük adımlar atmam zor Yaşamak için doyasıya, doymak için dünyaya, kalmak için mutlu hayatta, üzülmem zor Sevmem için birini, alışmam için birine, güvenmek için o kişiye, kalbimi açmam zor Güneş için yaza, karlar […]
Hayalet Kadın – Aysel Karaca
Mutluyduk. Kalkış anonsu yapılan vapura yetişebilmek için koşuşturan kalabalığın arasında sürüklenirken ter içinde kalmış, nihayetinde seyyar iskeleler çekilmeden güverteye adım atmayı başarmıştık. Halatlar toplandı. Motor sesiyle harekete geçen vapur, serin suları köpürterek yönünü karşı kıyıya çevirdi. Martılar, deniz, oyun heveslisi çocuklar, yolculuğa hazırdık hepimiz… Upuzun martı kanatlarını daha yakından görebilmek için ufaladığım simitleri avucumda heyecanla […]
Deve Dikeniyle Dans -Hatice Dökmen
Bütün koğuş uykuda. Sultan hariç. Topal Meliha’nın çıkardığı uzun soluklu gazları, Artist Cansel’in koğuşun duvarlarına çarpan horlaması dışında çıt yok. Sultan uyuyamıyor. Gözleri, küçük pencereden duvara vuran ışık yansımasının oynayışında asılı. Asarlar mıydı onu? Yok canım, daha neler. Ne yaptı ki? Alt tarafı ciğeri beş para etmeyen kocasını öldürdü. Dünya bir pislikten kurtuldu. Ceza yerine […]
UMUT – Zeynep KASAP
‘’ Daha yirmi dakika sürer hastaneye bu yol. Birazcık daha hızlı gitse… ‘’ Kardeşim az yavaş sürsene! Birden irkildi… cümleleri diline bile değmeden boşluğunda bir süre gezdi, silindi. Şoförün yan tarafında ki yolcu iniyor, arka koltukta ki kadın ön koltuğa geçiyor, en arkada ki adam öndeki boşalan koltuğa, sağdaki tekli koltukta oturan genç kız en […]
Sıcak ve Sarı – Çağla Nalbantoğlu
Hırpalanıyor kapı köşelerine zorla tutturulan menteşeler, bakır bakır ağlıyor. Diz kapaklarıma diazemler saplanmış, kurşuni bir sıvı damlıyor salon parkelerine. Kornişlere tutturulan bir telaştan sarkıyor, göz kapaklarımın buruşuk kadife örtüsü. Yine de bağırışlar nakışlıyorum, kentin siyaha çalan çay boyuna. Şeker kavanozlarının annem görmesinlere açılan kapağından küfler besteliyorum, neydim ki ne olacağım boşluklarına. Giydim de gören olmadı […]
Son Yorumlar