ÖYKÜ 673
Güzel Uyu – Zeynep Kasap
Evden çıktım.Sabah adımlarım kararını verdi. “Kıyıköy”“Senin hep görmek istediğin yer”En iyisi otobüsle gitmek diyerek Kadıköy’den Eminönü vapuruna bindim. Vapurdan indiğimde Sarıyer otobüsü ararken.Üstelik tamda bulmuşken, başka bir otobüsün üzerindeki “Eyüp” Yazısını okuyunca kendimi o otobüsün içinde buldum.“Pierre Loti” “Seninle hep gitmek istediğim yer…”Geldiğimde sabahın onuydu. Öğlen olmuş… İlk defa bu kadar uzun süre kalmıştım burada. […]
Giriş, Gelişme, İntihar – Özkan Günaydın
İlk yaktığım sigarayı söndürdükten on saniye sonra, sanki uzun süre hiç sigara içmemiş gibi hissedip ardına hemen bir sigara daha yakıyorum. Tam ikinci sigaramın bitmesine yakın, ikinci sigaramdan on saniye önce bir sigara yaktığım geliyor aklıma ve üzülüyorum. Üzüntüden oracıkta hemen bir sigara daha yakıyorum. Temmuzda hiç sevilmemenin lanetidir işte bu. Bilinmeyen bir sonsuzluk dururken […]
Hudutsuz Çığlık – Galip Önlü
Evin damı güzeldi. Hemen altında yaşlı ağaçlar, dallarında sararan yapraklar hüzünlü hüzünlü sallanıyor, birkaçı yere düşmüş zavallı ve çaresiz bir şekilde rüzgar tarafından çıkmaza sürükleniyordu.Gökyüzünü süslemiş ve her tarafa yayılmış yıldızlar ise bir ışıldak gibi etrafı aydınlatıyordu. Aslında yıldızlar küçüklüğümden beri bana umut aşılamış, bıktığım ve bezdiğim zamanlarda beni hayata bağlamış bir rehber gibidir. Onlara […]
Gezinti – Aytül Bingöl
Her zaman yürüdüğüm caddenin kenarındaki patikaya saptım, kestirmedir diye düşündüm, bir an önce eve gitmek istiyordum çünkü. Hava çok sıcaktı, ayakkabılarım ayaklarımı fena halde sıkıyordu ve gürültüden bıkmıştım. Yavaş yavaş yürümeye başladım, cadde de gürültüsü de uzaklarda kalmıştı artık. Aynı yerden hemen her gün geçtiğim halde, burayı hiç farketmemiş olmama şaşırarak ilerledikçe, kırlarda geziniyor hissine […]
Palto – Zeynep Kasap
İyi misin diye soruyor. İyiyim dedim. Gitti. Hastane çıkışı apar topar buraya getirdi büyük oğlan. Siz uzaktasınız ben bakarım anama demiş Mehmet’le Ayşe’ye. Gelin; yesin içsin yatsın ama peşinde dolanamam, bağda bahçede evde bir sürü işim var oturacaksa otursun oturduğu yerde demiş. Oturuyorum. Kapı, na şurada amma… Asmalarım üzüm vermiş. Halime’nin küçük kızı dediydi geçmiş […]
Farklı Gözlükler – Dilek İşcen Akışık
Her öğleden sonra saat beşte yürümeye başlar. Adımlarını atarken neden sık sık gökyüzüne baktığını anlamıyorum. Acaba ona göre, çözümler yukarıda mı? Yüzünde uçuşan o çocukça saf ifade kalbime dokunuyor, gözlerimi ayıramıyorum ondan. İçten gülümsüyor ama bazen fazla ölçülü olduğunu düşünüyorum. Çok derdi yoktur inşallah. “Merhaba!” demeyi seviyor. Gerçi aynı saatte yürüdüğü için genellikle aynı insanlarla […]
KALLİOPE’YE MEKTUP-N. Özgür GÖK
Bütün ihtişamımla sesleniyorum sana. Gözümün görmediği yerlerin özleminden haber vererek. Hayatın dünyanın ötesinde bir gezegende devam etmesinin endişesini taşıyarak yürüyorum. Boşluğun boş bulunduğu dağlardan intihar ettiği bir zamanda tanıdım seni. Ben elimdeki kitapların ağırlığından ve acılarımın sebepsizliğinden yürüyemezken sen kanatlarım oldun. Duyduğum ya da duymaktan korktuğum seslerin ötesinde bir yerde yaşamaya başlamışsın. Ben anlamak istemedikçe […]
Veda – Derya Balcı
Hoşça kal bebeğim, Söz vermiştim sana sarılacağıma Ölene kadar seveceğime Olmadı . Siyah beyaz anlar peşinde izlerini sürdüm. Yok oldular birer birer gölge misali. Peşinden hayaller kayboldu, yitip gittiler. Sen orada değildin. Göremedin. Yokluğun içimde hüküm sürerken kaybettim seni anlamsızca. Tuhaf boşluklar içiğnde yüzdüm. Yüzdüm… imkansız olan sendin bebeğim. Sana ulaşmaktı. Hiçbir şey önemli değildi […]
Eski Ev ve Eski Adam – Reşat Coşkun
Ustam, akşam iş çıkışı buradaki işimiz bitti. Sanma ki tamamen işimiz bitti. Yarın yeni tuttuğum işte de benimle çalışmanı istiyorum, dedi. Oysa mahallemizin camisindeki tamirat için onun yanında kısa süreliğine çalışmak için anlaşmıştık. Yanında çalışan yardımcısı o gün gelmeyince cami imamının ricası üzerine çalışmaya razı olmuştum. Hocamız, hem dünyalık kazanırsın hem de cami ne kadar […]
Sarahaten – Çağla Nalbantoğlu
Paçalarıma kadar inmişti hissettiğim derin korku ve bütün suskunluğuyla örtülmüştü çocukların üzerine gece. Simit susamlarının yanında turuncu hasretler biriktirdiğim bir önlük cebim vardı, zamanla onu da yırttı parmaklarım, ilmek ilmek. Sevgisizlik tanımını okulun taş merdivenlerinde oturarak ezberlemiş bir çocuk için şeker pembesi değildi gökteki bulutlar. Esir olarak tutulduğum bir kabile sanki okul bahçesi ve ilk […]
Taş – Serdal Göçmen
Yaylacık kasabasına bağlı kavaklı köyü adına yakışır biçimde üç tarafı ulu kavak ağaçlarıyla çevrili, bir yanı da güçlü akan dereye bakıyordu. Serin derenin kenarında özenle topladığı çakıl taşlarını yıkayıp, temiz bir bezle kurulayıp parlatıp her yanı yamalı şalvarının cebine koydu. Geniş ceplerinin ikisi de taşlarla doluydu. Taşlar onun için tutkuydu, mutluluktu. her akşam serinlikte Torosların […]
Kirpi – Aydın Yılmaz
“Şurama batan” diyor şair, “Şurama batana özlem demeselerdi; bıçak derdim”. Cemal Süreya Herkesten uzaklarda, kır evimdeyim. Açık pencereden, gözlerimin önüne sere serpe cömertçe yayılan büyüleyici doğayı, tepemde renk yelpazesi kanatlarını çırpaduran yüzlerce güzelim kuşu mayışmış bir halde hayranlıkla seyrediyorum. Gözlerimin önünde bir yağlı boya tablosu gibi yayılan muhteşemlik, anlatılamayacak güzellikte. Doğrusu nereden başlayacağımı ben de […]
Yüzleşme – Erdal Taşkın
Gözleri kapalıydı. Bütün uzuvlarını açmış, heykel gibi duruyordu. Günün ilk saatleri olduğu için güneşin yakıcı etkisini henüz hissetmiyordu. Gerçi gün, saat, günün ilk saatleri gibi sözler onda oldu olası anlamlı hâle gelen kavramlar değildi. Gözlerini açmaya karar verdi… Vazgeçti. Daha önce de bütün uzuvları açık bir hâlde, heykel gibi durmuştu ama gözleri kapalı hiç bu […]
Son Yorumlar